“NATO ÜYELİĞİ ONAY SÜRECİ KOLAY DEĞİLDİR” Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Yukarıdaki başlık bana ait değil. Başlık, Sayın Konur Alp Koçak’ın, 11 Kasım 2022 tarihli Türkgün Gazetesi’nin 11. sayfasında yer alan köşe yazısının başlığıdır. Sayın Koçak’ın köşe yazısında yer alan bazı hususlar, işbu çalışmayı kaleme alma ihtiyacını doğurmuştur. Sayın Koçak, köşe yazısında, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi ziyareti sırasında İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine dair “imalı” açıklamalarını çıkış noktası almış. Ziyaretin, bu iki üyelik konusunda Türkiye’yi ikna amaçlı olduğunu ileri sürmüş ve Stoltenberg’in aday iki ülkenin “üstüne düşenleri yerine getirdiğini ve artık Türkiye’nin süreci hızlandırması gerektiğini ima etttiğini” ileri sürmüş. Ve İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO üyeliği bağlamında, konuyu, uluslararası anlaşmaların nasıl imzalanıp onaylanacağına ve yürürlüğe konulacağına getirerek buna dair “teknik” ve “iddialı” açıklamalarda bulunmuştur. Diyor ki; – “… bahse konu iki ülkenin NATO üyesi olması için, önce TBMM’nin ‘uygun bulma kanununu’ kabul edip Cumhurbaşkanlığına göndermesi, sonra da Cumhurbaşkanlığının antlaşmanın yürürlüğe gireceğine dair bir karar alması gerekmektedir. Burada hem yasama(nın) hem de yürütmenin antlaşmayı ayrı ayrı onaylaması söz konusudur. Yürürlüğe ne zaman gireceği ya da yürürlükteki bir antlaşmanın ne zaman yürütmesinin durdurulacağına dair takdir hakkı ise münhasıran Cumhurbaşkanlığındadır.” – “Kanunla bir antlaşmanın onaylanmasının uygun bulunmuş olması, Cumhurbaşkanı’na emredici bir tasarruf değildir ve yürütme onaylama ya da onaylamama hakkına sahiptir.” – “Onaylanarak yürürlüğe giren bir antlaşma/sözleşme de pekâlâ Cumhurbaşkanı’nın takdiri ile yürürlükten kaldırılabilir.” Uluslararası anlaşmaların hazırlanmasına, müzakeresine, onay işlemlerine ve yürürlüğe girmesine dair konuların pratiğine de, teorisine de, yıllarını vermiş biri olarak, Sayın Koçak’ın bir önceki paragrafta işaret ettiğim ifadelerinin tartışmaya açık olduğunu düşünüyorum. Devamı… |
ULUSLARARASI HUKUK IŞIĞINDA TÜRKİYE’NİN SURİYE’DEKİ (İDLİB’DEKİ) ASKERİ VARLIĞI Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı Türkiye İdlib’de 34 askerini şehit vermesinin acısını yaşarken, iç ve dış kamuoyunda bir sorgulama var ki, yetkililerden Türkiye’nin Suriye’deki (İdlib’deki) varlığına dair açıklamaları duyuyoruz. Türkiye’nin, “Suriye halkı davet ettiği için Suriye’de olduğu” ifade ediliyor, zaman zaman da Adana Protokolü’ne işaret ediliyor. İdlib üzerinden Suriye krizinde bugün gelinen noktada, iç ve dış kamuoyunda Türkiye’nin aleyhine “istismarları” önlemek için, Türkiye’nin Suriye’deki varlığının hukuksal dayanağının açık ve net olarak ortaya konulmasına ihtiyaç vardır. Eğer konu tezekkür edilip bu ortaya konulur ve her yetkili açıklamasında bu suretle aynı hukuksal gerekçelere işaret eder ise, hem kafalarda soru işaretleri olmaz, hem istismarların önü kesilmiş olur, hem de Türkiye kendi eliyle ileride kendisine yeni gaileler için kapı aralamamış olur. Devamı… |
SURİYE VE SURİYELİLER YETMEDİ, ŞİMDİ DE LİBYA VE LİBYALILAR MI? DIŞ POLİTİKADA HEP SORUN… NİYE İYİ BİR ŞEY YOK? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı Libya ile “askeri” anlaşma yolda… Anlaşma metni hafta başında TBMM Dışişleri Komisyonu’nda görüşülecekmiş. Anlaşma ortak tatbikatı ve “operasyonu”, istihbarat paylaşımını ve askeri teçhizat verilmesini kapsıyormuş…[i] Geçtiğimiz 7 Aralık’ta, Resmi Gazete’de, 7195 sayılı, Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin Mutabakat Muhtırasının onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun yayınlandı. Bunu konuştuk. Şimdi Libya ile “askeri” anlaşma yolda. Bugünkü (15.12.2019) Resmi Gazete’de ise, Libya Devleti’nin 16 yaşından küçük ve 55 yaşından büyük umuma mahsus pasaport sahibi vatandaşlarına Türkiye’ye yapacakları turistik amaçlı seyahatleri için vize muafiyeti sağlayan, Cumhurbaşkanı’nın 1834 sayılı kararı yayınlandı. Ne oluyor? Türkiye, Suriye’deki çatışma ortamından sonra, Libya’daki çatışma ortamına da mı taraf olacak? Devamı… |
E-mail: bilgi@ascmer.org Tel: +90 532 414 48 98
|
|