ORTADOĞU’DA ÇİN’İN GÖRÜNÜRLÜĞÜ ARTIYOR Prof. Dr. Osman Metin Öztürk İran ve Suudi Arabistan yetkilileri Çin’de bir araya gelmiş… Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Musaid el Aiban ve İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Şemhani, 6-10 Mart tarihlerinde Pekin’de bir araya gelmiş… Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü (yakın zamana kadar Çin’in Dışişleri Bakanı) Wang Yi’nin açılış ve kapanış törenlerine başkanlık ettiği bu bir araya gelişte; Suudi Arabistan ve İran, BM Şartı temelinde, diplomatik yollarla anlaşmazlıklarını çözecekleri, birbirlerinin egemenliğine saygı göstereceklerini ve iç işlerine müdahale etmeyeceklerini beyan etmişler. Suudi Arabistan ve İran, ayrıca, aralarında yeniden diplomatik ilişki tesisi ve her alandaki işbirliğinin başlatılması konularında mutabık kalmışlar. Suudi Arabistan ve İran, bu bir araya gelişin düzenlenmesinde oynadığı aktif rolden dolayı Çin’e de teşekkür etmişler. Devamı… |
KAFKASYA’YI NE BEKLİYOR? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Çin’in yükselişi, Çin-ABD rekabetinin baş göstermesi, ABD’nin Çin’i çevreleme politikasına yönelmesi ve bu bağlamda bir taraftan Asya-Pasifik stratejisini güncelleyip Hint-Pasifik’e dönüştürmesi ve bu suretle Hindistan’ı yanına çekmeye yönelmesi diğer taraftan da AUKUS[i] gibi bölgesel savunma yapılanmasına öncülük etmesi, Tayvan konusunda artan gerginlik, Çin’e komşu Afganistan’da kontrolün Taliban’ın eline geçmesi ve bunun yol açtığı kaos beklentisi, ve bu minvaldeki diğer gelişmeler, uluslararası politikada “sıcak gelişmeler” için, doğal olarak, Çin’i, Çin’e bitişik ya da yakın coğrafyaları akla getiriyor, gelişmelere bakılınca böyle görünüyor. Arakasında ABD’nin olduğu, Çin’i hedef alan, Çin’e bitişik/komşu coğrafyalarda “sıcak gelişme” beklentisi… Ancak gelişmeler böyle bir algıya yol açıyor olsa da, bu beklentinin gerçekleşme ihtimalinin zayıf olduğunu düşünüyorum. Beni böyle düşünmeye iten temel etken, aşağıda arz ve izah edeceğim hususlar ışığında, Kafkasya’daki son gelişmeler… Akılcı, gerçekçi ve şüpheci bir bakış açısı ile bakıldığında, Kafkasya’daki ve bir şekilde Kafkasya ile bağlantılı görülen son gelişmelerden, bu bölgenin uluslararası politikada sıcak gelişmelerin yaşanacağı bir bölge olma ihtimalinin hiç de zayıf olmadığı çıkarılabiliyor. Devamı… |
SURİYE’DE NELER OLUYOR, RUSYA NEYİN PEŞİNDE OLABİLİR? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk İsrail’in, Suriye’deki Hizbullah ve İran bağlantılı hedeflere yönelik olarak 19 Temmuz’da başlattığı füze saldırıları, İsrail ile Rusya’yı karşı karşıya getirmiş gözüküyor[i]. Rusya’nın Suriye’deki “Muhalif Tarafları Uzlaştırma Merkezi” Başkan Yardımcısı General Vadim Kulit, İsrail’in Halep yakınlarına fırlattığı sekiz füzeden yedisinin, Humus yakınlarına fırlattığı dört füzenin hepsinin, Rus füze savunma sistemi tarafından düşürüldüğünü açıklamış ve İsrail’in bu saldırılarına tepki göstermiş… Londra merkezli Arap haber kaynağı Şark El Aswat’a dayandırılan dikkat çekici bir başka iddia da, Rusya Devlet Başkanı Putin’in, ABD Başkanı Biden ile yaptığı görüşmede, Rusya’nın İsrail’in Suriye’de artan faaliyetlerinden rahatsız olduğunu söylediği… Devamı… |
ORTADOĞU KAYNIYOR: FİLİSTİN, KÜRTLER VE TÜRKİYE Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Ortadoğu, bir süredir, ilginç, “ne/neler oluyor” dedirtecek gelişmelere sahne oluyor. Yakın zamana kadar, biri birlerini hasım/rakip gören, biri birleri aleyhine çalışan ve biri birleri hakkında çok ağır sözler sarf eden bölge ülkeleri arasında, içinde bulunduğumuz günlerde bir yakınlaşma-yaklaşma süreci yaşanıyor. Bu, İran-Suudi Arabistan ilişkilerinde, Katar-Suudi Arabistan ilişkilerinde, Türkiye’nin Mısır, Suudi Arabistan ve Libya ile olan ilişkilerinde (o kadar olmasa da İsrail ile olan ilişkilerinde) görülebiliyor. Bunlarla eş zamanlı ve en güncel olanı da, İsrail’in Filistin halkını hedef alan, insanlık dışı, savaş suçu sayılabilecek, bir kısmı kadın ve çocuk olmak üzere 120’den fazla kişinin hayatını kaybettiği, 800’e yakın kişinin de yaralandığı, son saldırılardır. Bölgenin hasım/rakip ülkeleri biri birlerine yaklaşırken-yakınlaşırken, İsrail bunun tam tersini yapıyor, bölgede tansiyonu yükseltiyor, gerginliği besliyor, husumete süreklilik kazandırma çabası içinde gözüküyor. Devamı… |
TÜRKİYE AFGANİSTAN BARIŞ GÖRÜŞMELERİNE EV SAHİPLİĞİ Mİ YAPACAK? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı ABD, Türkiye’nin Afganistan barış görüşmelerine ev sahipliği yapmasını istiyormuş… Bunun için ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani’ye mektup göndermiş[i]… Eğer haber doğru ise, önemli bir gelişme. Bana göre, hem iç, hem de dış politika açısından sorgulanmaya muhtaç bir konu. Acaba doğru mu yapılıyor, yoksa münhasıran iç politikaya ilişkin mülahazalar ile mi hareket ediyor? Niye önemli ve sorgulanmaya muhtaç, bunu açıklayayım. Devamı… |
TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA MEVCUT DURUM: HAÇLI SEFERLERİ, OSMANLI’NIN SON DÖNEMİ VE ŞARK MESELESİ Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı I. Türk Dış Politikası, öncesi ve sonrası ile 1974’deki Kıbrıs Barış Harekât’ının icra edildiği dönem ve “iki buçuk savaş stratejisinin” konuşulduğu 80’li yılların ikinci yarısından başlayıp 90’lı yılların ortalarına kadar devam eden Türkiye’nin uluslararası terörizm ile mücadelesinin öne çıktığı dönem de dâhil, hiç bugünkü kadar kötü bir durumda gözükmemişti. Dış politikada son 60 yılın en kötüsü bir tablo var. Türk Dış Politikasında 1923’ten itibaren uygulanmış, bu nedenle yerleşik hale gelmiş, içeride de dışarıda da bilinen, bilindiği için de iç ve dış paydaşları için istikrar ve güven anlamına gelen, özü Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünde saklı olan anlayış artık yok. Uygulamaya ve mevcut duruma bakınca, bu, çok açık olarak görülebiliyor. Devamı… |
PAKİSTAN’DAN İDLİB’E BİR DİZİ ÇAĞRIŞIM… Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı ABD’li “The National İnterest”den, Çin’in Pakistan’ı aşağıladığına (sömürge muamelesi yaptığına) değinen ve Pakistan Başbakanı İmran Han’ı Pakistan halkı ile karşı karşıya getirme amacının güdüldüğü algısına yol açan (içeridiğinden böyle bir algı potansiyeli çıkarılabilen) ilginç bir makale[i]… ABD’nin, yeniden Pakistan ile yakınlaşma çabası içinde olduğu çağrışımına da yol açıyor… Önce bu makalede hangi hususlar nasıl ele alınmış, genel olarak buna bakalım. Devamı… |
SUUDİ ARABİSTAN’DAKİ RAFİNERİ SALDIRISI: ARKASINDA İRAN MI, ABD Mİ? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı Suudi Arabistan’da Aramco’ya ait iki rafinerinin saldırıya uğraması ve bu suretle ortaya çıkan petrol arzındaki daralma sonrasında, İran’ın adı öne çıkmaya, İran’ı bu saldırı ile ilişkilendirmeye yönelik çabalar devam ediyor. Önce saldırının Yemen’deki İran destekli Husilerin silahlı insansız hava araçları ile yapıldığı öne çıkmıştı. Ancak Husilerin elinde, menzil olarak, Yemen’den Riyad’ın kuzeyindeki Aramco tesislerine ulaşacak insansız hava araçlarının bulunmadığı yavaş yavaş kabul edilmeye başlayınca, saldırı, özellikle ABD tarafından doğrudan İran ile ilişkilendirilmeye başlandı. ABD, sanki Aramco tesislerine yapılmış saldırı İran tarafından gerçekleştirilmiş gibi, bir taraftan İran’a yönelik yaptırımları artırma kararı almış, diğer taraftan da Aramco tesislerine yapılan saldırının Suudi Arabistan’a yapılmış bir saldırı olduğunu açıklamıştır. Açıklamanın, Suudi Arabistan’ı İran’ın karşısına daha çok iteceği açıktır. Devamı… |
SUDAN’IN DEVRİK-HAPİSTEKİ DEVLET BAŞKANI ÖMER EL BEŞİR Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı Bugünkü (10 Eylül 2019) Türkgün Gazetesi’nin 11. sayfasında Sudan’ın devrik ve hapisteki Devlet Başkanı Ömer el Beşir hakkında bir haber var. “Nereden nereye” dedirten bir haber… Haber, ben de o kadar çok şeyi çağrıştırıyor ki… Bu yazı, bu çağrışımları konu edinen bir yazıdır. Haber, Sudan’ın devrik lideri Ömer el Beşir’in en yakınındaki isim olan Başkanlık Ofisi yöneticisi general Yassir Beşir’in, Ömer el Beşir’in kimlere ne kadar para yardımı yaptığını mahkemede açıklamasını, yani Ömer el Beşir aleyhine tanıklık yapmasını içeriyor. Devamı… |
İSRAİL’İN IRAK’TA İRAN HEDEFLERİNİ VURMASI ÜZERİNE Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı İsrail’in, 1981’de Irak’ın Osirak nükleer santralini hedef alan saldırılarından sonra, şimdi de Irak’taki İran hedeflerini vurduğu medyaya yansıyor. İsrail, bu yöndeki haberleri yalanlamıyor, dolaylı olarak teyit ediyor. Bu duruma bağlı olarak da, İsrail-İran çatışmasında yeni cephenin Irak mı olduğu (olacağı) soruluyor.[i] Haberde geçtiği üzere, İsrail’in Irak’a hava saldırısında bulunması yeni bir olay değil. Bundan 38 yıl önce de, İsrail Irak’a hava saldırısında bulunmuş, Irak’taki Osirak nükleer reaktörünü imha etmişti. İsrail’in 1981’deki bu saldırısı, İran İslam Devrimi’nin Şubat 1979’da gerçekleşmiş olduğu, İran-Irak savaşının da Eylül 1980’da başlamış olduğu bir sırada yaşanmıştı. İsrail’in, 1981’de Irak’taki Osirak nükleer saldırısını bu koşullarda gerçekleştirmiş olması dikkat çekicidir. Tabiatıyla, akla gelen soru, İsrail’in İran-Irak savaşı devam ederken 1981’de Irak’a yapmış olduğu saldırının, kimin işine geldiği, kimin için nükleer riski ortadan kaldırmış olduğudur. Devamı… |
E-mail: bilgi@ascmer.org Tel: +90 532 414 48 98
|
|