RUSYA VE MENA BÖLGESİ

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı

CSS (Center for Security Studies), Rusya’nın MENA (Middle East and North Africa) bölgesi ile olan güncel ilişkilerini ele alan bir analiz[i] yayınlamıştır. Analizin başlığında “Arap Dünyası” geçmiş olsa da, Ortadoğu’da Arap olmayan ülkeler olması nedeniyle, burada “MENA bölgesi” ifadesinin kullanılması tercih edilmiştir.

Analizin özeti; bölgede büyük dış güç/oyuncu konumunu koruma peşinde gözükse de, Rusya’nın, bu konuda net bir stratejiye sahip gözükmediği, bölgede büyük güç/oyuncu sorumluluklarını üstlenme eğilimini yansıtmadığı, bölgeye yaklaşımının pragmatik olduğu ve bölgesel profilini ekonomik, askeri ve politik açılardan güçlendirmek için, Batının yokluğundan ya da yanlış adımlarından yararlandığı şeklindedir.

Ekonomi ağırlıklı analizde kullanılmış grafiklerden de;

i. Rusya’nın MENA bölgesine dâhil 21 ülke ile olan ticaretinin toplam büyüklüğü, 2017 rakamları ile, Rusya’nın toplam ticaret hacminin % 5.46’sı kadar olduğu,

ii. Rusya’nın, K.Afrika’da Cezayir’in en büyük, Mısır’ın ise Fransa ve Almanya’dan sonra üçüncü en büyük silah tedarikçisi olduğu,

iii. Rusya’nın Libya’daki ekonomik ve askeri varlığının, 2014’den 2018’e doğru bir artış eğilimi gösterdiği,

iv. Çin’in, K.Afrika’da Mısır’ın en büyük, Cezayir’in ise ikinci en büyük ticaret ortağı olduğu; bu iki ülkede, ABD’nin Çin’in gerisinde yer aldığı, Rusya’nın ise ilk beş sırada yer almadığı, çıkmaktadır.

Rusya’nın Eylül 2015’ten başlayarak MENA bölgesinde münhasıran Suriye’ye odaklanmış olduğu; Türkiye de dâhil diğer bölge ülkeleri ile olan ilişkilerindeki gelişmelerin münhasıran Suriye bağlamında kendisini gösterdiği ve Suriye krizinin gölgesinde bir seyir takip ettiği açıktır.

Çin’in K.Afrika’daki varlığının artması, Avrupa ve ABD bağlamında önemlidir. Özellikle Çin ile ticaret savaşı başlatmış ABD açısından… Bunun nedeni, K.Afrika’nın, Avrupa enerji pazarını kontrol etme peşindeki ABD açısından oldukça anlamlı olmasıdır.

Analizde Rusya’nın MENA bölgesine ilişkin bir stratejiye sahip olduğuna dair net işaretlerin olmadığı ileri sürülse de, Moskova’nın, bölgede Çin ile ABD’nin karşı karşıya gelme ihtimaline bağlı sabırlı bir “bekleyiş” ve “işleyiş” stratejisine sahip olabileceği akla gelmektedir.

Avrupa’nın Afrika’da bir sömürge geçmişi ve bu geçmişin bugüne kadar yaşaya gelmiş bağları vardır. Çin’in son yirmi yıl içinde, özellikle “uygun koşullu kredi diplomasisi” üzerinden, bu durumdan yararlandığı bilinmektedir. Bunu, Avrupa’nın Çin ile olan ilişkilerinin ABD’den farklı olması ışığında dikkate almak gerekir. Avrupa, mümkün olabildiği kadar, ABD-Çin ticaret savaşından uzak durmaya çalışmaktadır. Çin-AB Liderler Zirvesi periyodik olarak icra edilmektedir. ABD’nin Avrupa’ya benzer bir Afrika geçmişi yoktur ama, ABD’nin de bir Ortadoğu geçmişi vardır. ABD, İkinci Dünya Savaşından bu yana Ortadoğu’dadır. Bir zamanlar Avrupa’nın Afrika’da yaptıklarını, ABD de Ortadoğu’da yapmıştır, yapmaktadır. ABD, Ortadoğu’dadır ama, zengin enerji kaynaklarına rağmen, Ortadoğu’da insanlar hala yoksuldur, yokluk içindedir, çağdaş demokratik yönetimlere sahip değildir, bölge ülkelerinin zenginliği doğrudan ya da dolaylı yollarla bölge dışına çıkmaktadır. Bu tabloda, Ortadoğu’da son 15-20 yılda iyice belirginleşmiş, aşağıya çekilemeyen bir “ABD karşıtlığı” ortaya çıkmıştır. ABD’nin Çin ile ticaret savaşını ısrarla sürdürmesi ve bunun Çin’in yükselişini sekteye uğratması, Pekin’i, Afrika’da olduğu gibi Ortadoğu’da da sahaya çıkarabilecektir. Çin’in Ortadoğu’da sahaya inmesi, hiç şüphesiz ABD açısından, Afrika’dan çok farklı olacaktır. En önemlisi, Ortadoğu’da sahaya inecek Çin’in, Afrika’da sahaya inmiş Çin’den kat be kat güçlü olacağıdır. Yani Çin’in Ortadoğu’da sahaya inmesinin, ABD için, çok ciddi ekonomik, politik ve askeri yansımaları olacaktır. Eğer Moskova’nın bunu beklediği ve buna oynadığı düşünülür ise; Rusya’nın MENA bölgesine ilişkin bir stratejisinin olmadığını ileri sürmek ne kadar gerçekçi olacaktır?

osmetoz/ascmer, www.ascmer.org, 12 Temmuz 2019.

[i] https://css.ethz.ch/content/dam/ethz/special-interest/gess/cis/center-for-securities-studies/pdfs/ST2019-LW.pdf, 12.7.2019.


TÜRKİYE’DEKİ SEÇİMİN SONUÇLARI: GÖRÜŞLERİM VE DEĞERLENDİRMELERİM

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk I. İki gün önce (28 Mayıs’ta) yapılan, cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunda, kullanılan ve geçerli sayılan oyların % 52.18’ni Sayın Erdoğan, % 47.82’sini de Sayın Kılıçdaroğlu aldı ve bu sonuçla Sayın Erdoğan üçüncü kez katıldığı cumhurbaşkanı seçiminden önde çıkarak bu koltuğa oturdu. Bu seçime katılma oranı, % 84 oldu. Cumhurbaşkanı seçiminin

DIŞARISI GÖZÜYLE TÜRKİYE’DEKİ 14 MAYIS SEÇİMLERİNE BİR BAKIŞ

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk 14 Mayıs’taki seçimler yaklaşıyor… Seçim sürecinde daha önce medyada çok rastlamadığım, seçimlere dış politika gözlüğü ile bakan bazı yorumları ve değerlendirmeleri görmeye başladım. Bunu olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Çünkü iç ve dış politika arasındaki karşılıklı ve bağımlı ilişki nedeniyle, seçimlere ilişkin öngörüleri sadece iç dinamiklere dayandırmak eksik bir yaklaşım

TÜRKİYE’DEKİ 14 MAYIS SEÇİMLERİNE YABANCI VE YERLİ SERMAYE AÇISINDAN BİR BAKIŞ

  Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Yabancı sermayenin önemli bir kısmının ülkeyi terk ettiği, yerli sermayenin de çeşitli yollarla yurt dışına kaçmaya çalıştığı yazılıyor, konuşuluyor. Yeni bir şey değil, bunu biliyoruz. Peki, yabancı ve yerli sermayedeki bu kaçış niye? Bu kaçışın arkasındaki en temel etkenlerden biri, hiç şüphesiz, AKP/Sayın Erdoğan iktidarında ülkede hukuka olan bağlılığın/saygının

TÜRKİYE’DEKİ 14 MAYIS SEÇİMLERİ: RUSYA KENDİ ELİYLE KENDİ AYAĞINI BAĞLAR MI?

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Birçok kez yazdım… Önümüzdeki seçimler, dış politikadan (uluslararası ilişkilerden) soyutlanarak görülemez, görülmemelidir. Bu siyasetin doğasına aykırı olur. Bu seçim çok önemli. İnsanımız bir yol ayrımında; ya karanlığın zifiri karanlığa dönüşmesine evet diyecek ya da karanlıktan kurtulup aydınlık güzel günlere doğru yol almaya başlamak için evet diyecek… Bu seçimleri ben böyle

ABD’YE AİT İNSANSIZ HAVA ARACININ KARADENİZ’DE DÜŞMESİ ÜZERİNE

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz günlerde, Karadeniz’de uluslararası hava sahasında ABD’ye ait bir insansız hava aracı (İHA) düşmüş; ABD İHA’nın Rusya tarafından vurulduğunu iddia etmiş, Rusya ise İHA’nın “ani manevra” sonucu düştüğünü savunmuştu. Ve konu, daha sonra, Karadeniz’e düşen İHA’nın çıkarılmasına gelmişti. İlk başta, bunun nedeni, düşen ABD İHA’sının içerdiği teknoloji ile

E-mail: bilgi@ascmer.org

Tel: +90 532 414 48 98

Dükkan
© 2014 Tüm Hakları Saklıdır. Sitedeki yazılar ve analizler kaynak gösterilmeden kullanılamaz.