Prof. Dr. Osman Metin Öztürk
Vietnam/Hanoi’deki Trump-Kim Zirvesi, bilindiği üzere başarısızlık ile sonuçlanmış; sonrasında da taraflardan, görüşme sürecinin devamı konusunda karamsarlığa neden olan açıklamalar gelmişti…
Bu konuya ilişkin güncel ve kısa bir analizde[i]; zirvenin başarısızlıkla sonuçlanması, ABD’nin, K.Kore lideri Kim’in Dünyayı nasıl gördüğünü (algıladığını) anlamaması ile, yani empati yapılmaması ile, ilişkilendirilmiştir. ABD, K.Kore ile yapmak istediği anlaşmanın, K.Kore ve lideri Kim için, ne anlama geleceği üzerinde yeteri kadar çalışmamış denilmektedir. Görüşmelerde, dolaylı bile olsa, K.Kore’ye Vietnam örneğinin dayatılması doğru bulunmamıştır. Trump-Kim zirvesinin, Sovyetlerin dağılması ile sonuçlanan Reagan-Gorbaçov zirvesi ile aynı kefeye konulmasının, böyle bir benzetme yapılmasının yanlış olduğu ifade edilmiştir. Trump’ın, kendisini Kim karşısında, Gorbaçov karşısındaki Reagan gibi gördüğü bir atmosferin ortaya çıkarılması eleştirilmiştir.
Hanoi’deki zirve üzerinden yapılmış bu tespitlerin ve değerlendirmelerin hem isabetli, hem de önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü Trump Yönetiminin, durumuna ve içinde bulunduğu ruh haline işaret ediyor diye görmekteyim. Ve buna bağlı olarak da, üçüncü ülkelerin ABD ile olan mevcut ve muhtemel ilişkilerini etkileyecektir diye değerlendiriyorum.
Esasen başlangıçtan bugüne Trump-Kim zirvesi ile ilgili sürece baktığımda gördüğüm, ABD tarafının konuya iyi hazırlanmamış ve süreci iyi yönetememiş olduğudur. Trump’a “Reagan benzetmesi” çok yanlıştır. Böyle bir benzetme üzerinden Başkan Trump’ın Nobel Barış Ödülü’nü alabileceğinin düşünülmesi, bir taraftan bu yanlışa vahamet katmakta, diğer taraftan da Trump Yönetiminin nasıl bir ruh hali içinde çalıştığına işaret etmektedir. Birçok açıdan, koşullardaki değişim ya tamamıyla görmezden gelinmiştir ya da gerçekçi olmayan (subjektif) bir bakış açısı ile konulara yaklaşılmıştır.
ABD, 1980’li yılların sonuna doğru, uluslararası politikada gücün zirvesindedir ve Ronald Reagan da, bu güçlü ülkenin, güçlü Başkanı’dır. Sovyetler dağılmaya yaklaşmış iken, durum bu idi. Ya şimdi? 2019’da ABD ve Başkan Trump, hala böyle görülebilir mi?
Uluslararası ilişkilerin genel ve geçerli kurallardan biri de; bir süreci başlatan tarafın, süreci istediği gibi sonlandırabilecek gücü daha başlangıçta kendisinde görmesi ve süreci, başlangıçta öngördüğü mecrada (kontrolü altında) yönetmesi ve sonlandırmasıdır. ABD ve Başkan Trump, K.Kore konusunda bunu yapamamıştır, becerememiştir. Bu nedenle, bana göre, hem kendisi, hem de ülkesi itibar kaybetmiştir.
Ve yine gerçekçi bakış açısı ile, uluslararası ilişkilerde “itibar”, sahip olunan güç ile ilgili bir olgudur. Yani K.Kore konusunda geldiği mevcut nokta (itibar kaybı), aynı zamanda ABD’deki güç/nüfuz kaybının çok somut bir işareti niteliğindedir.
osmetoz/ascmer, www.ascmer.org, 03 Mart 2019.
[i] https://www.worldpoliticsreview.com/articles/27543/the-hanoi-summit-failed-because-the-u-s-doesn-t-understand-how-kim-sees-the-world, 03.3.2019.