Prof. Dr. Osman Metin Öztürk
YSK tarafından yapılan açıklamaya göre; 14 Mayıs’ta gerçekleşen cumhurbaşkanı seçiminde adaylardan hiç biri % 50’nin üzerine çıkamadı ve bu nedenle, 28 Mayıs’ta, 14 Mayıs’taki ilk tur seçimde en çok oyu alan iki adayın (Sayın Erdoğan’ın ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun) yarışacağı ikinci tur seçime gidilecek…
14 Mayıs’taki cumhurbaşkanı seçiminin kesin olmayan sonuçlarına göre, oyların % 49.51’ni Sayın Erdoğan, % 44.88’ni Sayın Kılıçdaroğlu ve % 5.47’sini de Sayın Oğan almış…
Önce, Sayın Kılıçdaroğlu’nu, seçimde eriştiği bu oy oranı için, samimi olarak tebrik ediyorum. 2002’den bu yana, Sayın Erdoğan karşısında, bu kadar yüksek oy oranına ulaşmış muhalif bir siyasetçiyi hatırlamıyorum. Hele bir zamanlar Sayın Erdoğan’a karşı duruşları ile meydanlarda boy göstermiş bazı muhalif siyasetçilerin bugün bundan vazgeçmiş Sayın Erdoğan ile beraber hareket edişlerine bakınca, tebrik etmek suretiyle Sayın Kılıçdaroğlu’na hakkını teslim etme ihtiyacı duyuyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, azim ve kararlılığını sürdürmüş, sebat etmiş, dik durmuş, toparlayıcı ve kucaklayıcı olmuş ve % 44.88 oranında oy almış… Az oy mu? Bu kadar oy, hem de Sayın Erdoğan karşısında alınmış iken…
Önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını Sayın İmamoğlu’nun kazanması, sonrasında Sayın Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs’taki cumhurbaşkanı seçiminde, Sayın Erdoğan karşısında % 44.88 oranında oy alması…
14 Mayıs’taki cumhurbaşkanı seçimi ülkemiz için önemliydi. 28 Mayıs’taki ikinci tur seçim, ülkemiz için çok daha önemli hale geldi diye düşünüyorum.
Çünkü 15 Mayıs’ta ortaya çıkmış iki “mesaj” var. Birincisi, 14 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunun Sayın Erdoğan için bir başarısızlık/gerileme anlamına gelmesi ki; bu, bize, Sayın Erdoğan’ın ikinci turda kaybedebileceği mesajını veriyor. İkincisi de, 14 Mayıs’taki milletvekili seçimlerinin sonucunun, ikinci turda yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, dış basında da işaret edildiği üzere, “Erdoğan’ın saltanatı”nın güçlenmiş olarak devam edeceği anlamına geleceği ki; bu da, bize, 28 Mayıs’taki seçime bu gözle bakılması mesajını veriyor. Temelde bu iki mesaj nedeniyle, ülkemiz için 28 Mayıs’taki seçim bu önemin çok önemli olduğunu değerlendiriyorum.
14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanı seçimi sonuçlarında en çok dikkatimi çeken husus, 6 Şubat’taki ağır depremi yaşamış, bu depremden etkilenmiş, 11 ilden çıkan seçim sonuçları idi. Aşağıda, o illerin 14 Mayıs’taki durumuna ve 2018’deki cumhurbaşkanı seçiminde durumları ne imiş, bunlara baktım. Ve bir karşılaştırma yapılabilsin diye, 2018’deki cumhurbaşkanı seçimi sonucuna parantez içinde yer verdim.
Ülkemizin toplam seçmen sayısı, 14 Mayıs’taki seçimlerde 64.113.943 imiş.
Bunlar çerçevesinde, deprem bölgesine dâhil 11 ilde durum şu şekilde:
1. Adana’nın güncel seçmen sayısı 1.612.680. Oyların % 43.92’sini (%44.13’nü) Sayın Erdoğan, % 50.89’nu (% 35.83’nü Sayın İnce) Sayın Kılıçdaroğlu almış.
2. Adıyaman’ın güncel seçmen sayısı 399.125. Oyların % 66.20’sini (% 67.41’ni) Sayın Erdoğan, % 31.24’nü (% 20.45’ni Sayın İnce) Sayın Kılıçdaroğlu almış.
3. Diyarbakır’ın güncel seçmen sayısı 1.143.887. Oyların % 26.48’ni (% 27.39’nu) Sayın Erdoğan, % 71.95’sını (% 64.34’nü Sayın Demirtaş) Sayın Kılıçdaroğlu almış.
4. Elazığ’ın güncel seçmen sayısı 430.416. Oyların % 67.18’ni (% 70.04’nü) Sayın Erdoğan, % 28.21’ni (% 15.47’sini Sayın İnce) Sayın Kılıçdaroğlu almış.
5. Gaziantep’in güncel seçmen sayısı 1.358.832. Oyların % 59.76’sını (% 63.93’nü) Sayın Erdoğan, % 34.65’ni (%21.76’sını Sayın İnce) Sayın Kılıçdaroğlu almış.
6. Hatay’ın güncel seçmen sayısı 1.062.040. Oyların % 48.03’nü (% 48.54’nü) Sayın Erdoğan, % 48.7’sini (% 42.76’sını Sayın İnce) Sayın Kılıçdaroğlu almış.
7. Malatya’nın güncel seçmen sayısı 530.714. Oyların % 69.39’nu (% 69.19’nu) Sayın Erdoğan, % 27.02’sini (% 22.95’ni Sayın İnce) Sayın Kılıçdaroğlu almış.
8. Kahramanmaraş’ın güncel seçmen sayısı 753.287. Oyların % 71.88’ni (% 74.18’ni) Sayın Erdoğan, % 22.20’sini (% 14.94’nü Sayın İnce) Sayın Kılıçdaroğlu almış.
9. Şanlıurfa’nın güncel seçmen sayısı 1.219.445. Oyların % 62.01’ni (% 64.77’sini) Sayın Erdoğan, % 36.06’sını (% 24.73’nü Sayın Demirtaş) Sayın Kılıçdaroğlu almış.
10. Osmaniye’nin güncel seçmen sayısı 385.998. Oyların % 62.31’ni (% 62.98’ni) Sayın Erdoğan, % 30.74’nü (% 22.35’ni Sayın İnce) Sayın Kılıçdaroğlu almış.
11. Kilis’in güncel seçmen sayısı 96.925. Oyların % 65.55’ni (% 70.09’nu) Sayın Erdoğan, % 26.96’sını (% 18.99’nu Sayın İnce) Sayın Kılıçdaroğlu almış.
Toplam 11 ili kapsayan deprem bölgesinin, 2018’deki ve geçtiğimiz 14 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair sonuçları bunlar. Bu illerde, Sayın Erdoğan karşısında 2018’de alınmış oylara bakıldığında, Sayın Kılıçdaroğlu’nun 2018’de alınmış oyların çok üzerinde oy aldığı, bazı illerde oyları iki katına çıkardığı görülüyor. İlginç olanı, Sayın Erdoğan’ın aldığı oyların, bu 11 ilin 8’inde çok az bir gerileme göstermesi, 2’sinde hemen hemen aynı oranda oy alması, 1’sinde ise aldığı oyların artırmasıdır.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun deprem bölgesinde dâhil 11 ilde 2018’e göre çok yüksek oy oranına erişmiş olması, insana anlaşılır geliyor. Gerek performansı, gerek “ortak aday” oluşu, gerekse ülkenin ve deprem bölgesinin koşulları dikkate alındığında, Sayın Kılıçdaroğlu’nun Sayın Erdoğan karşısında aldığı oylarda çok ciddi bir artışın olması, anlaşılır bir durum.
Ancak aynı anlaşılırlığa, deprem bölgesine dâhil illerde oylarını korumuş gözüken Sayın Erdoğan için sahip değilim. Sayın Erdoğan’ın deprem bölgesindeki 11 ilde aldığı oy miktarı, bana ilginç geliyor. Niye? Çünkü Sayın Erdoğan siyasal iktidarın başındaki isimdir. Niye? Çünkü iktidar 14 Mayıs’taki seçimlerde devlet imkânlarını kullanma avantajına sahip olmuştur. Niye? Çünkü (i) iktidarın depreme geç (ikinci günden sonra) müdahale ettiği, hatta hemen müdahale edilmesini engellediği iddiaları ile, bunun yol açtığı kayıplar ve ağırlaştırdığı acılar ortada, (ii) sivillerin deprem yardımlarının siyasal iktidar tarafından engellendiği ve/veya siyasal iktidarca sahiplenildiği yönünde yaygın iddialar var, (iii) depremin üzerinden iki aydan fazla bir süre geçmesine rağmen depremzedelerin temel ihtiyaçlarının hala karşılanamamış olması durumu var-bu biliniyor, (iv) siyasal iktidarın deprem yardımlarını siyasal istismar konusu yaptığı ve depremzedeler arasında ayrım yaptığı iddiaları var, (v) siyasal iktidar depremzedeler için uygun koşullu kredileri öne çıkarırken, Sayın Kılıçdaroğlu’nun depremzedelere depremde yıkılmış evlerini, işyerlerini ve ahırlarını yeniden yapıp hibe etme sözü var. Bunlar ortada iken, Sayın Erdoğan’ın, deprem bölgesinde oylarını korumuş gözükmesi, hatta bir ilde çok az da olsa artırması, bana, bir taraftan ilginç gelmekte, diğer taraftan da anlaşılır gelmemektedir. Sayın Erdoğan’ın, deprem bölgesine dâhil illerde elde ettiği sonuçta bir sorun olduğunu düşünüyorum, böyle bir kanaate sahibim.
Deprem koşulları, doğal olarak, resmi denetimde zafiyete yol açar. İktidarının 14 Mayıs’taki seçimlere devletin imkânlarını kullanarak katıldığı da biliniyor. Zafiyet ortamı, kamu gücü ile birlikte mütalaa edildiğinde, insanın aklına deprem bölgesinde seçim sonuçları ile oynanmış olabileceği ayrıca geliyor. Deprem bölgesine dâhil 11 ilin toplam kayıtlı seçmeni, 8.993.059 ve bu rakam, ülkenin toplam kayıtlı seçmeninin % 14’ne tekabül ediyor. Depremin yaraları sarılmaya beklerken, depremzedeler yardım beklerken, böyle bir ortamda normalde depreme odaklanılması gerekirken, bunu yapmayan ve normalde Haziran ayında yapılacak seçimleri 1 ay öne çekip Mayıs ayında seçimlere giden bir iktidar, nasıl oluyor da, deprem bölgesindeki 11 ilde oylarını koruyabiliyor, hatta birinde biraz artırabiliyor, anlamış değilim. Onun içindir ki, depremin yol açtığı zafiyet ortamından ve seçimlerde devlet imkânlarını kullanmaktan istifade ile, 8.993.059 gibi ciddi büyüklükteki seçmen kitlesinin oylarında küçük oynamalar yapılmış olabileceğini düşünüyorum.
Konunun bir başka boyutu da, “devlet” seçime odaklanmış gözüktüğü ve deprem bölgesindeki depremzedelerin seçim sürecindeki günlük ihtiyaçlarının ağırlıklı olarak gönüllü/sivil gerçek ve tüzel kişilerin üzerine kalmış bir görüntü ile karşılaşıldığı için, böyle bir tabloda insan gayri ihtiyari merak ediyor, hal böyle iken nasıl oluyor da deprem bölgesine dâhil 11 ilde Sayın Erdoğan’ın oyları 2018’deki oyların gerisine düşmemiştir. Deprem bölgesindeki illerde oylarını kullanan depremzedelerin hepsinin vicdansız, kadir-kıymet bilmediği, gerçekleri görmediği, nankörlük yaptığı düşünülebilir mi? Bence, düşünülmesi, depremzedelerin günahını almak olacaktır. Böyle bakıldığında da, yine deprem bölgesindeki illerin seçim sonuçlarında küçük oynamalar yapılmış olabileceği akla geliyor.
Sayın Kılıçdaroğlu, “sandık güvenliği” konusunda önlem almış olabilir, ben de oy kullandığım sandıkta buna şahit olmuş olabilirim. Fakat Sayın Erdoğan’ın deprem bölgesine dâhil illerde aldığı sonuçlara bağlı akla gelen ihtimaller, deprem bölgesinin durumu ve deprem bölgesinde yaşananlar hatırlanınca, Sayın Kılıçdaroğlu’nun sandık ve seçim güvenliği konusunda “eksiklikleri” olabileceği, “ihmal ettiği” bir şeylerin olabileceği akla geliyor.
Önümüzdeki 28 Mayıs’ta cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu var.
Demek ki, bu ikinci tur için, deprem bölgesindeki 11 il (ve Sayın Erdoğan’a çıkan oyların büyüklüğü ile dikkati çeken Anadolu’da seçilecek kritik birkaç il) için, sandık ve seçim güvenliği konularını gözden geçirmeye ihtiyaç var. Sayın Kılıçdaroğlu, bu 11 ile (ve Sayın Erdoğan’a çıkan oyların büyüklüğü ile dikkati çeken Anadolu’da seçilecek birkaç ile), seçim güvenliği konusunda “yetişmiş” ve “güvenilir” personel takviyesi yapmayı tezekkür edebilir. Bu personel takviyesinin, oylarını 28 Mayıs öncesinde kullanacakları için, yurt dışındaki seçmenler arasından yapılması, sanırım uygun bir çözüm olacaktır. Eğer bu takviye yurt içi seçmenler arasından yapılırsa, onların oy kullanmaları imkânı kalmayabilir.
Tabiatıyla, 14 Mayıs’taki seçimin deneyimi ışığında, Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçim stratejisini ve siyasal iletişim dilini de gözden geçirmesi ve 28 Mayıs’taki ikinci tura ilişkin seçim sürecine bu suretle başlanılması gerekecektir.
Son bir husus; yukarıda 14 Mayıs’taki cumhurbaşkanı seçimine ilişkin olarak deprem bölgesine dâhil 11 ilin seçim sonuçlarında ufak oynamalar yapılmış olabilir diye aklıma gelen bir ihtimale işaret etmiştim. Bu ihtimale işaret edince ve Sayın Erdoğan’ın 14 Mayıs’taki cumhurbaşkanı seçiminde oyların % 49.51’ni aldığına bakınca, madem “küçük oynamalar” ihtimal dâhilinde görülebiliyor, öyleyse niye çok küçük (% 0.49’luk-314 bin oyluk) bir oynama daha yapılıp Sayın Erdoğan’ın ilk turda kazanması sağlanmadı diye sorulabilir. Haklı olarak, onu yapan, bunu niye yapmasın diye sorgulanabilir. Eğer değindiğim ihtimaller size anlaşılır geliyorsa, buna vereceğim cevap, perdeye bakın, gerisinde bir şey olabileceği aklınıza geliyorsa, nedeni orada olabilir, ben perde gerisine vakıf olabilecek bir konumda değilim.
Ve son diyeceğim; İnsanımızın, ülkemizin ve bölgemizin rahata, huzura ve istikrara kavuşabilmesini, 28 Mayıs’taki ikinci tur seçimi Sayın Erdoğan’ın değil, Sayın Kılıçdaroğlu’nun kazanmasında görüyorum. İşbu yazı da, bunun ve bu konudaki samimiyetin bir işaretidir.
16 Mayıs 2023, 19:05