Prof. Dr. Osman Metin Öztürk
İran’da geçtiğimiz 18 Haziran’da yapılan Cumhurbaşkanı seçiminin bir sonucu olarak, önümüzdeki Ağustos ayında Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile birlikte görevi yeni yönetime bırakacak olan mevcut Dışişleri Bakanı Zarif, ABD’nin tüm yaptırımları kaldıracağını ifade etmiş… Dışişleri Bakanı Zarif’in İran Parlamentosu’na sunduğu raporda, Biden Yönetiminin İran’a yönelik neredeyse tüm ABD yaptırımlarını kaldırmayı kabul ettiği yer alıyormuş[i]..
Bu konu, esasen bir süredir dış basında yer alıyordu. Haberden öyle anlaşılıyor ki, geçen süre içerisinde, anlaşma konusundaki belirginlik daha da artmış… Fakat henüz ortada resmen ilan edilmiş bir anlaşma yok.
Bu gelişmenin önem arz eden yanı; İran-ABD anlaşmasının içeriğinde (perde arkasında) başka nelerin olduğu ve bu anlaşmanın Türkiye için ne anlama geldiği, gelebileceğidir.
Bilineceği üzere, İran’ın doğusunda Afganistan, batısında Türkiye var. Ve İran bölgedeki Kürt sorunu konusunda da önemli bir aktör[ii]… Bunlar, ABD’nin İran ile anlaşmak suretiyle, birden fazla konuda avantaj elde edebileceğini çağrıştırıyor. Böyle kapsamlı bir anlaşma, mümkün mü? Bu, hiç şüphesiz tartışmaya açık olacaktır ama, ihtimal dışı olarak da görülemeyecektir.
İran-ABD anlaşmasına dair bir de şu farklı yaklaşımdan söz edilebilir: ABD’nin bütün yaptırımların kaldırılmasını öngören bir anlaşmayı kabul etmesi, gururunu okşayarak İran’ın dinsel/siyasal yayılmacılığını tahrik ve teşvik edebilecektir ki; bu da, ABD’nin bölgede “yaratıcı kaos” olgusuna oynuyor olabileceğini akla getiriyor.
Her iki ihtimalin de, Türkiye için iyi şeyler söylemediği çok açık… Çünkü her iki ihtimalde de, ABD’nin Türkiye’yi hedef aldığı, en azından Ankara’yı zora sokma ya da “istediği kıvama getirme” peşinde koştuğu, akla geliyor.
Bu düşüncem ve bakış açım ile ilişkilendirebildiğim bir başka husus da, “Demokrat” Biden Yönetiminin ABD’nin Ankara’daki Büyükelçiliği için aday gösterdiği “Cumhuriyetçi” siyasetçi Jeff Flake… Flake, diplomatik kariyerden gelen bir isim de değil. Biden Yönetiminin bu adımı konusunda farklı değerlendirmeler var.
Genelde, bu atamanın, Türkiye konusundaki tasarruflarında Biden Yönetiminin Kongre’de ciddi siyasal destek bulmasına hizmet edeceği ifade ediliyor. Buna itirazım olmaz ancak, bir de bu atamanın yol açtığı, Washington’un Türkiye’yi gözden çıkarmış olduğu algısı var. Aslında, “Jeff Flake konusuna” dair bu iki bakış açısı da aynı kapıya çıkıyor: Türkiye-ABD ilişkilerinde ipler kopabilir…
“Jeff Flake konusu”, ABD’nin İran’a yönelik bütün yaptırımları kaldırmayı kabul etmesinin Türkiye için gelebileceği anlama dair yukarıdaki açıklamalar ile birlikte mütalaa edildiğinde, niçin Türkiye’yi zor günlerin beklediğini düşündüğüm sanırım biraz daha anlaşılır olacaktır.
İran’ın devlet geleneği ve diplomasisi iyi biliniyor. İran’ın çıkarları neyi gerektiriyorsa, Tahran her zaman onun peşinde olmuştur. İran’ın Ermenistan yaklaşımı bunun çok somut işaretlerinden biridir. Bunu, İran’ın Türkiye’ye karşı ABD ile “iş tutabileceğine” işaret etmek için ifade ettim. Ayrıca, Şah dönemini ve İran-Irak savaşında ABD-İsrail ikilisinin Tahran’a yaptığı silah yardımlarını unutmuş da değilim.
Sanırım Biden Yönetimi için sorun, İran ile anlaşmaya Amerikan kamuoyunun, İsrail’in (ve Suudi Arabistan’ın) nasıl tepki vereceğidir diye düşünüyorum. Acaba nasıl bir ortam, nasıl bir gelişme, nasıl bir olay, Biden Yönetimine, İran ile anlaşmanın (İran’a yönelik yaptırımları kaldırmanın) yol açabileceği bu tepkileri tolere etme imkânı verir? Bu soru Türkiye için önemli değil mi?
15 Temmuz 2021
[i] https://www.yahoo.com/news/u-prepared-lift-nearly-iran-162345196.html
[ii] İran, enerji üreticisi bir ülkedir, Çin’in ve Avrupa’nın önemli enerji tedarikçisidir. Ancak çalışmanın asıl konusu nedeniyle, bu hususlar bir kenarda tutulmuştur.