Prof. Dr. Osman Metin Öztürk
ABD, Afganistan’dan çekilir mi? Ya da Afganistan’daki askeri varlığı, ABD’nin denizaşırı askeri varlığı için neye işaret ediyor? ABD’nin küresel ve bölgesel gelişmelere (Ortadoğu’ya, Suriye’ye) ilişkin mevcut ve muhtemel yaklaşımları açısından, bunlar önemli diye düşünüyorum.
Katar’da, ABD ile Taliban arasında cereyan eden Afganistan görüşmelerine dair rapor; ABD’nin çekilmesinin 5 yıla yayılabileceğini, ancak Afganistan’daki 14 bin Amerikan askerinin yarıya yakınının bir kaç ay içinde çekebileceğini öngörüyor. Raporda, kalan ABD askerlerinin de terörle mücadele operasyonlarına odaklanmayacağı ve yaklaşık 8.600 Avrupa ve Avustralya askerinin de Afgan askerlerine eğitim vermeye devam edeceği ifade ediliyormuş…
Jeopolitiği, her gün biraz daha değer kazandığı için, ABD’nin Afganistan’dan tam çekilmesi çok uzak bir ihtimal olarak görülmektedir. ABD’nin, batısından İran’a, güneyinden ve doğusundan Pakistan’a, kuzeydoğusundaki Wakhan Koridoru üzerinden Çin’e komşu olan Afganistan’dan çekilmesi ne kadar gerçekçi olabilir? ABD; İran’ı karşısına almış, Pakistan ile sorun yaşıyor, Çin ile rekabet içinde değil midir? ABD, çekilme peşinde değil, Afganistan’ın kendisi için maliyetini azaltmaya çalışıyor. Trump’ın bugüne kadarki söylem ve yaklaşımı bunu çağrıştırıyor. ABD, Afganistan konusunda, “yükün ne kadarı Avrupa’nın, Avustralya’nın ve diğerlerinin sırtına yüklenirse kardır” mantığı ile hareket ediyor ve Afganistan’daki Amerikan askerine ulusal çıkarları istikametinde serbesti kazandırmak istiyor.
ABD askerleri; eğer Taliban ile anlaşma yapılmışsa ve terörle mücadeleye odaklanmayacaksa, Afganistan’da niye kalıyor ve neye odaklanacak? Bu soru da, yine yukarıdaki düşünceyi beslemektedir.
Afganistan örneği, ABD’nin denizaşırı askeri varlığının, içinde bulunduğu ekonomik ve siyasal durum nedeniyle, Washington için ciddi bir harcama kalemine, bir yüke dönüşmüş olduğuna işaret ediyor, bu gözüküyor. ABD, denizaşırı askeri varlığından beklediği ekonomik, politik ve askeri “getirileri” artık alamamaktadır. İçinde bulunduğu durum, ABD’nin deniz aşırı askeri varlığına yüklediği ekonomik, politik ve askeri işlevin yerine getirilmesine artık imkân vermemektedir. Yani ABD’nin denizaşırı askeri varlığı, “batık maliyetlere” dönüşmüş gibi gözüküyor.
Bunun, ABD’nin geleceğine dair endişeyi besleyen önemli bir etken olduğunu düşünüyorum. Çünkü az veya çok Sovyetlerin dağılmasını çağrıştırıyor. Eğer böyle bir çağrışıma iştirak edilirse, yapılacak iş, Sovyetlerin dağılmasından dersler çıkarmak olmaz mı?
ABD için, çark artık eskisi gibi dönmüyor, dönemiyor!…
osmetoz/ascmer, www.ascmer.org, 01 Mart 2019
(Kaynak: https://mail.yahoo.com/d/folders/1/messages/30960?guce_referrer=aHR0cHM6Ly9sb2dpbi55YWhvby5jb20v&guce_referrer_sig=AQAAACJMHnIAmquElW_wLo9eP8_8t-67ZgS3cni7H1DEOpmlVw9IN8xAlHt8KryeMxMUIMgp4GjBdtreeEy4TuRDI0eLzwrPkcboWwJAjXSihPD44uQ9oPW5BtUPkBqIyHas1KSCinc9K2HhXOHpjDbUSs-_SW03AaJIcu2jBm8yw7bQ, 01.3.2019)