Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nin “Büyük Millet Meclisi (BMM)” olarak kuruluşunun 99. yılında, aziz Türk Milleti’nin “23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı”nı kutluyorum.
“23 Nisan”, genel Türk Tarihi bağlamında olduğu kadar, Türk Demokrasi ve Hukuk Tarihi bağlamında da önemli bir yere sahiptir.
Herkes bilir ki; aynı millete mensup olmanın bir ölçüsü de, sevinçlerin ve üzüntülerin ortak olması, bir olayın milletçe aynı şekilde karşılanmasıdır. Eğer milletin bir kesimi “23 Nisan”ı coşku içinde kutlarken, bir kesimi de “23 Nisan”a sırtını dönmüş bir görüntü veriyorsa; bu, millet mensubiyetinin sorgulanmasına yol açar, dolayısıyla hem milli birliğe ve beraberliğe zarar verir, hem de devletin gücünde zafiyete yol açar.
Maalesef Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu durum, bunları dile getirmeyi gerektiriyor.
Bir tarafta, devletimizi ve milletimizi içeriden ve dışarıdan hedef alan bilinçli ve sistemli bir çaba; diğer tarafta, “23 Nisan”ın da bir parçası olduğu milli değerlere sahip çıkmada görülen belirgin zayıflık…
Bugün, hem Türkiye’nin yeni bir milli mücadele verdiğine, yerli-milli olma gereğine işaret ediliyor, hem de milli değerleri hedef alan olaylara/gelişmelere gereken cevap verilmiyor!… Biri, diğeri ile örtüşmüyor. Bir çelişki olduğu açıkça görülebiliyor..
Nerede o eski 23 Nisan coşkuları demekten kendimi alamıyorum.
Üzülüyorum. Endişeliyim. Ama ümitsiz değilim. İnanıyorum ki; Türkiye, bugünleri aramayacağı daha güzel günleri yaşayacak; o günlerde, “23 Nisan”, eskiden olduğu gibi, birlik ve beraberlik içinde, büyük bir coşku ile kutlanacaktır.
Bu duygu ve düşünceler ile, ve “23 Nisan” kutlaması münasebeti ile; başta Milli Mücadeleye önderlik etmiş, Türk’ün Atası, Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, vatanın düşman işgalinden kurtarılması ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması ve bugünlere gelmesi uğruna hayatlarını hiçe saymış, kanları ve terleri ile aziz vatan topraklarını sulamış, Türk Bayrağını canlarından aziz bilip kanları ile ona rengini vermiş, isimli-isimsiz bütün kahraman şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş bütün gazilerimizi rahmetle ve şükranla anıyorum, ruhları şad olsun.
Hayatta olan gazilerimizi şükranla anıyor, onlara esenlik diliyorum.
Bütün şehitlerimizin ve gazilerimizin aziz hatırları önünde, bir kere daha içten saygı ile eğiliyorum.
Kim ne yaparsa yapsın, kim ne derse desin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk Vatanında ve büyük Türk Milleti’nin himayesinde sonsuza dek yaşayacak; yaşamakla kalmayacak yükselecektir.
Buna olan inancım “tam”dır. Ve benim gibi inanca sahip milyonlarca vatan evladı olduğuna inanıyorum. Onlara da buradan selam olsun…
Prof. Dr. Osman Metin Öztürk
ASCMER Başkanı
23 Nisan 2019, Ankara/Türkiye
www.ascmer.org