TACİKİSTAN SAVUNMA BAKANI’NIN TÜRKİYE ZİYARETİ ÜZERİNE… Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Geçtiğimiz günlerde (20-21 Nisan’da) Milli Savunma Bakanı Sayın Hulusi Akar’ın önemli bir ziyaretçisi vardı. Tacikistan Savunma Bakanı Orgeneral Sherali Mirzo, Sayın Akar’ın “resmi davetlisi” olarak Türkiye’deydi. Sayın Akar, Sayın Mirzo’yu Milli Savunma Bakanlığı’na gelişinde askeri törenle ve görüntülerde ifadesini bulan dikkat çekici bir samimiyet ile karşılamış. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya[i] göre; heyetler arası görüşmelerde, ikili ve bölgesel savunma ve güvenlik ile, savunma sanayinde işbirliği konuları ele alınmış ve taraflar arasında Askeri Çerçeve Anlaşması imzalanmış… Görüşmelerde, Sayın Akar, (i) taraflar arasındaki ortak inanca, tarihi ve kültürel bağlara vurgu yapmış, (ii) sınır güvenliği ve terörle mücadele konularında tecrübe paylaşımına hazır olunduğunu belirtmiş ve (iii) iki ülke arasında askeri eğitim işbirliğinin artırılması gerektiğine işaret etmiş… Normal koşullarda, bu ziyaret de, ziyarete ilişkin yapılan açıklama da, imzalanan askeri anlaşmanın niteliği de sıradan kabul edilebilecek hususlardır. Ancak hem Türkiye’nin mevcut görüntüsü, hem Ukrayna’daki sıcak çatışma, hem bu sıcak çatışmaya genel sistem kuramı ışığında yaklaşmanın yol açtığı gerekler, hem de küresel politikadaki güncel rekabet, söz konusu ziyareti anlamlı ve önemli kılmaktadır. Devamı… |
UKRAYNA’DAKİ SICAK GELİŞMELER ÜZERİNE… Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Sıcak gelişme, Ukrayna’nın doğusunda… Bilindiği üzere, Ukrayna, 2014’de ülkesinin doğusunda yaşanan krizin ürünü olan Donetsk Halk Cumhuriyeti ile Lugansk Halk Cumhuriyeti’nin varlığını kabul etmiyor, buraları hala Ukrayna’nın bir parçası olarak görüyor. Uluslararası hukuk bakımından, Kırım’ın durumu ile, Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’nin durumu ile aynı değildir, arada fark vardır. Rusya, uluslararası hukuku açıkça çiğneyerek Kırım’ı, önce işgal, sonra da işgal etmişti. Ukrayna’nın doğusunda ise, halk, başkent Kiev’e karşı ayaklanmış, silahlı mücadeleye girişmiş ve bu mücadele sonrasında da kendi Cumhuriyetlerini kurmuştu. Bir anlamda kendi geleceklerine kendileri karar vermiş, Donetsk Halk Cumhuriyeti ile Lugansk Halk Cumhuriyeti bu suretle ortaya çıkmıştı. Bu farkı önemlidir. Bugün yaşanan sıcak gelişme, Rusya’nın, önce bu iki Cumhuriyeti tanıması, sonra da gelen talep üzerine bu iki Cumhuriyete asker göndermesi üzerine ortaya çıkmıştır. Çünkü Rusya’nın tanıma ve asker gönderme tasarrufu, Ukrayna’nın iki Cumhuriyeti tanımama ve iki Cumhuriyetin üzerine kurulu olduğu toprakların Ukrayna’nın bir parçası olduğuna dair yaklaşımına “ağır” bir darbe olmuştur. Bugünkü sıcak gelişmeye bakarken önce bunu görmek icap eder. Devamı… |
KAZAKİSTAN’DAKİ SON OLAYLAR NASIL GÖRÜNÜYOR? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Geçtiğimiz hafta Kazakistan’ın güneyinde, özellikle Almatı ve civarı ile Jambıl Eyaletinde yoğun olarak kendisini gösteren, başkent Nursultan’a ve diğer bazı şehirlere de sirayet eden kaos/anarşi ve terör ortamı, 8-10 gün gibi kısa bir sürede etkisini kaybetmiş gözüküyor. Medyaya yansıyan haber, yorum ve açıklamalardan, olayların, “saman alevine” benzer şekilde ortaya çıkmış ve sönmüş olduğu gibi bir algı ediniliyor. Ancak bu görüntü ve algı yanıltıcı olabilir. Olayların uluslararası politikaya dair bazı konular ve durumlar ile gösterdiği eş zamanlılık, bir anlamda konjonktür, bunu söylemektedir. Eş zamanlılık ya da konjonktür, olayların etkisini kaybetmiş (saman alevi gibi çabuk sönmüş) gözükmesinin, buzdağının suyun üzerinde kalan kısmı gibi olabileceğini akla getiriyor ki; bu da, temkinli olmayı gerektirmektedir. Kazakistan’daki son olaylara bakarken, uluslararası politikaya dair şu hususlar akla geliyor, şunlar görülüyor. Devamı… |
KAFKASYA’YI NE BEKLİYOR? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Çin’in yükselişi, Çin-ABD rekabetinin baş göstermesi, ABD’nin Çin’i çevreleme politikasına yönelmesi ve bu bağlamda bir taraftan Asya-Pasifik stratejisini güncelleyip Hint-Pasifik’e dönüştürmesi ve bu suretle Hindistan’ı yanına çekmeye yönelmesi diğer taraftan da AUKUS[i] gibi bölgesel savunma yapılanmasına öncülük etmesi, Tayvan konusunda artan gerginlik, Çin’e komşu Afganistan’da kontrolün Taliban’ın eline geçmesi ve bunun yol açtığı kaos beklentisi, ve bu minvaldeki diğer gelişmeler, uluslararası politikada “sıcak gelişmeler” için, doğal olarak, Çin’i, Çin’e bitişik ya da yakın coğrafyaları akla getiriyor, gelişmelere bakılınca böyle görünüyor. Arakasında ABD’nin olduğu, Çin’i hedef alan, Çin’e bitişik/komşu coğrafyalarda “sıcak gelişme” beklentisi… Ancak gelişmeler böyle bir algıya yol açıyor olsa da, bu beklentinin gerçekleşme ihtimalinin zayıf olduğunu düşünüyorum. Beni böyle düşünmeye iten temel etken, aşağıda arz ve izah edeceğim hususlar ışığında, Kafkasya’daki son gelişmeler… Akılcı, gerçekçi ve şüpheci bir bakış açısı ile bakıldığında, Kafkasya’daki ve bir şekilde Kafkasya ile bağlantılı görülen son gelişmelerden, bu bölgenin uluslararası politikada sıcak gelişmelerin yaşanacağı bir bölge olma ihtimalinin hiç de zayıf olmadığı çıkarılabiliyor. Devamı… |
TALİBAN’DAN KAÇAN AFGAN ASKERLERİNİN TACİKİSTAN’A SIĞINMASI Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Batılı ülkeler askerlerini Afganistan’dan çeker ve diplomatik temsilciliklerini kapatır ya da küçültür iken, Afganistan’ın kuzeyinde, Bedahşan’da da, Taliban’dan kaçan Afgan askerlerinin komşu Tacikistan’a sığındığı, bu suretle Tacikistan’a sığınan Afgan asker sayısının bini aştığı ifade ediliyor[i]. Bedahşah’ın konumu çok stratejik, çok değerli. Çünkü Çin’in Sincan-Uygur Özerk bölgesine komşu; Afganistan, Wakhan koridoru üzerinden Çin’in “sorunlu” bu bölgesine açılıyor. Devamı… |
ÇİN, RUSYA İLE DEĞİL, ABD İLE ORTAK OLMALI!… Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı Rusya ile Çin, geçtiğimiz günlerde, toplam uzunluğu 2.900 km. ve toplam maliyeti 55 milyar dolar olan, Çin’e yılda 38 milyar m³ doğal gaz taşıyacak, “Sibirya’nın Gücü” boru hattı projesini hizmete sokmuştu. Münhasıran bu projeden hareketle, Rusya-Çin ilişkilerinin geçmişine de değinilerek ve bunlar gerekçe gösterilerek, Çin’in Rusya ile değil, ABD ile ortak olması tezinin işlendiği bir yazı[i] ile karşılaşınca, işbu bu çalışma ortaya çıktı. Devamı… |
KAZAKİSTAN’DA NAZARBAYEV’İN GÖREVİNDEN AYRILMASINI NASIL ANLIYORUM? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Kazakistan’ı Sovyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte bağımsızlığını ilan ettiği 10 Aralık 1991 tarihinden 20 Mart 2019 tarihine kadar Cumhurbaşkanı olarak yöneten Nursultan Nazarbayev, bu tarih itibarıyla görevini bıraktı. Aralıksız 28 yıla yakın bir süre Kazakistan’ı yöneten Nazarbayev’in ayrılışı, bütün Dünyada fazla gündeme gelmedi; Türkiye’de de devam eden yerel seçim sürecinin gölgesinde kaldı. Nazarbayev’in görevini bırakmasını konu edinen yazılar, ya kısa yorum yazıları idi ya da Nazarbayev’e adeta “methiye” idi. Oysa bu gelişme uluslararası politika bağlamında önemliydi, Türkiye için, çok daha önemliydi. Ve objektif/gerçekçi olarak değerlendirmeyi gerektiriyordu. İşbu yazı, gördüğüm bu gereğin ürünüdür. Devamı… |
ASCMER BÜLTENİ: KISA YORUMLAR VE ANALİZLER İLE GEÇEN HAFTA ASYA’DA DİKKATİ ÇEKEN BAZI GELİŞMELER, Sayı 17, 13 Ekim 2014 1. Dünya basınında Kobani ile ilgili gelişmeler yer alırken, Kürt nüfusa sahip bölge ülkelerinden biri olan İran’ın isminin hiç geçmemesi dikkati çekmektedir. Genellikle İran’ın nükleer programını ve bu bağlamda İran-P5+1 ülkeleri ve İran-UAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı) ilişkilerini konu edinen haberler yer almaktadır. Kobani olayları, Kürt nüfusa sahip bölge ülkelerinden biri olarak Türkiye’de ciddi sokak gösterilerine, mal ve can kayıplarına neden olurken, İran’da yaşayan Kürtlerden ses gelmemesi ya da seslerinin Dünya basınına yansımaması düşündürücüdür. PKK terör örgütünün yöneticisi Abdullah Öcalan Şubat 1999’da yakalandığında, üzerlerine benzin döküp kendilerini yakan insanların sayısı 60’ın üzerindeydi ve bunların arasında İran’da-Urumiye Gölü’nün batısında yaşayan İran Kürtleri de vardı. Acaba dün Öcalan yakalandı diye bu eylemi yapan İran Kürtleri, bugün Kobani ile ilgili olarak yaşananlar karşısında niçin sessiz kalmış gözüküyorlar? Bir tarafta Ankara Yönetimini Kobini konusunda hareketsiz kaldı diye eleştirip sokağa inen ve eylem yapanlar, diğer tarafta Kobani konusunda hiç ses vermeyen Tahran Yönetimi ve İran Kürtleri… Sorgulamak gerekmez mi? Devamı… |
E-mail: bilgi@ascmer.org Tel: +90 532 414 48 98
|
|