TACİKİSTAN SAVUNMA BAKANI’NIN TÜRKİYE ZİYARETİ ÜZERİNE… Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Geçtiğimiz günlerde (20-21 Nisan’da) Milli Savunma Bakanı Sayın Hulusi Akar’ın önemli bir ziyaretçisi vardı. Tacikistan Savunma Bakanı Orgeneral Sherali Mirzo, Sayın Akar’ın “resmi davetlisi” olarak Türkiye’deydi. Sayın Akar, Sayın Mirzo’yu Milli Savunma Bakanlığı’na gelişinde askeri törenle ve görüntülerde ifadesini bulan dikkat çekici bir samimiyet ile karşılamış. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya[i] göre; heyetler arası görüşmelerde, ikili ve bölgesel savunma ve güvenlik ile, savunma sanayinde işbirliği konuları ele alınmış ve taraflar arasında Askeri Çerçeve Anlaşması imzalanmış… Görüşmelerde, Sayın Akar, (i) taraflar arasındaki ortak inanca, tarihi ve kültürel bağlara vurgu yapmış, (ii) sınır güvenliği ve terörle mücadele konularında tecrübe paylaşımına hazır olunduğunu belirtmiş ve (iii) iki ülke arasında askeri eğitim işbirliğinin artırılması gerektiğine işaret etmiş… Normal koşullarda, bu ziyaret de, ziyarete ilişkin yapılan açıklama da, imzalanan askeri anlaşmanın niteliği de sıradan kabul edilebilecek hususlardır. Ancak hem Türkiye’nin mevcut görüntüsü, hem Ukrayna’daki sıcak çatışma, hem bu sıcak çatışmaya genel sistem kuramı ışığında yaklaşmanın yol açtığı gerekler, hem de küresel politikadaki güncel rekabet, söz konusu ziyareti anlamlı ve önemli kılmaktadır. Devamı… |
KAFKASYA’YI NE BEKLİYOR? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Çin’in yükselişi, Çin-ABD rekabetinin baş göstermesi, ABD’nin Çin’i çevreleme politikasına yönelmesi ve bu bağlamda bir taraftan Asya-Pasifik stratejisini güncelleyip Hint-Pasifik’e dönüştürmesi ve bu suretle Hindistan’ı yanına çekmeye yönelmesi diğer taraftan da AUKUS[i] gibi bölgesel savunma yapılanmasına öncülük etmesi, Tayvan konusunda artan gerginlik, Çin’e komşu Afganistan’da kontrolün Taliban’ın eline geçmesi ve bunun yol açtığı kaos beklentisi, ve bu minvaldeki diğer gelişmeler, uluslararası politikada “sıcak gelişmeler” için, doğal olarak, Çin’i, Çin’e bitişik ya da yakın coğrafyaları akla getiriyor, gelişmelere bakılınca böyle görünüyor. Arakasında ABD’nin olduğu, Çin’i hedef alan, Çin’e bitişik/komşu coğrafyalarda “sıcak gelişme” beklentisi… Ancak gelişmeler böyle bir algıya yol açıyor olsa da, bu beklentinin gerçekleşme ihtimalinin zayıf olduğunu düşünüyorum. Beni böyle düşünmeye iten temel etken, aşağıda arz ve izah edeceğim hususlar ışığında, Kafkasya’daki son gelişmeler… Akılcı, gerçekçi ve şüpheci bir bakış açısı ile bakıldığında, Kafkasya’daki ve bir şekilde Kafkasya ile bağlantılı görülen son gelişmelerden, bu bölgenin uluslararası politikada sıcak gelişmelerin yaşanacağı bir bölge olma ihtimalinin hiç de zayıf olmadığı çıkarılabiliyor. Devamı… |
“TALİBANLI AFGANİSTAN”: “1 MART TEZKERESİ”, İRAN’IN “MOLLA DEVRİMİ” VE BAZI ÇAĞRIŞIMLAR Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Bugünlerde, Dünyada da, Türkiye’de de, ağırlıklı olarak, ABD’nin 20 yıl kaldığı Afganistan’dan çekilmesi ve Afganistan’ın Taliban’ın kontrolüne girmesi (“Talibanlı Afganistan”)konuşuluyor. Bu bağlamda, değinme ihtiyacını duyduğum hususlar-çağrışımlar var. Devamı… |
AFGANİSTAN’IN KUZEYİ: TALİBAN, ABD, ÇİN VE TÜRKİYE Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Taliban’ın, Afganistan’ın kuzeyinde, Özbekistan’ın güneyinde kalan Şibirgan kenti ile, Tacikistan’ın güneyinde kalan Kunduz kentini ele geçirdiği, ABD’nin de B-52 bombardıman uçakları ile Şibirgan’daki Taliban mevzilerini bombaladığı ifade ediliyor[i]. Afganistan kuzeyinde, Taliban’ın ele geçirdiği Şibirgan ve Kunduz vilayetleri, bu nedenle ABD’nin B-52 uçakları ile bombaladığı ve “hayalet gambot uçakları”[ii] sevk ettiği bölge, Çin’in Sincan-Uygur Özerk Bölgesine açılan Wakhan koridorunu kontrol açısından, dolayısıyla Çin-ABD rekabeti bağlamında, son derece önemlidir. Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz ay (Temmuz) içinde, bir Taliban heyeti Çin’i ziyaret etmiş, Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi ile bir araya gelmiş[iii] ve Taliban’dan, Çin’in Afganistan’ın yeniden inşası için yatırımlarını memnuniyetle karşılayacaklarını dair bir açıklama gelmişti[iv]. Pekin’den şu an itibarıyla bir açıklama gelmemiş olması, Çin’in, Taliban’ın Afganistan’ın kuzeyinde, Wakhan koridorunu yakından ilgilendiren söz konusu ilerleyişinden rahatsız olmadığı anlamına alınabilir. Bunlar, Taliban’ın Çin ile olan ilişkilerinin olumlu bir mecrada olduğuna işaret eden hususlar olarak görülüyor. Ve hiç şüphesiz, bunda, Sovyet işgali sırasında, Çin’in dolaylı yollardan İslami direnişçilere verdiği desteğin bugüne gelmiş hatırasının payı olduğu da ileri sürülebilir. Devamı… |
İYİ PARTİ’DEKİ GELİŞMELERİN DIŞ POLİTİKAYA DAİR ÇAĞRIŞIMLARI Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı İç politika ile dış politika arasındaki karşılıklı bağımlı ilişkiyi bilmeyen yoktur. Bu karşılıklı bağımlılık, son 30 yılda (Sovyetlerin dağılmasından sonra) dış politikanın iç politika üzerindeki ağırlığının arttığı bir şekle dönüşmüştür. İç politikalar, artık daha çok dış politikalar üzerinden yürütülür olmuştur. Öyle ki, bir taraftan Rusya’nın, Çin’in, hatta İran’ın bile, ABD’de yapılan son Başkanlık seçimine nüfuz etmeye (seçimi etkilemeye) çalıştığı ileri sürülüyor. Diğer taraftan Başkan Trump’ın seçim kampanyası sırasındaki bazı dış politika tasarrufları, Başkanlık seçimini lehine etkileme amaçlı olarak görülebiliyor. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)/Sayın Erdoğan iktidarının, 2002’de nasıl iktidara geldiğini de biliyoruz, herkes hatırlıyordur. Dünyada ve Türkiye’de durum böyle olunca, Türkiye’de iç politikaya ilişkin gelişmeleri, dış politikadan (uluslararası ilişkilerden) bağımsız olarak düşünmek ve değerlendirmek yanlış olacaktır. Çünkü bu, sağlıklı, isabetli sonuçlara ulaşılmasına, yani ileriyi isabetle öngörmeye manidir. İşbu yazı, belirtilen çerçevede, İyi Parti (İP)’de, İstanbul Milletvekili Sayın Ümit Özdağ’ın İP’in İstanbul İl Başkanı Sayın Buğra Kavuncu ile ilgili açıklamaları/iddiaları ve bu açıklamaların/iddiaların kendisinin Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’nin liderliğine “oynaması” olarak gören haber/yorumlar[1] üzerine ortaya çıkmış, bunların çağrışımlarının ürünü olan bir yazıdır. Şöyle başlayayım… Devamı… |
ABD İLE LİBYA PAZARLIĞI ÜZERİNE Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı “ABD ile Sirte pazarlığı” başlığı ile verilen bir haberde geçen; “…Türkiye’nin Libya’da Rusya’ya karşı desteğini istediği ABD’nin…” ifadesini (Cumhuriyet, 14.8.20, s. 7) görünce, aklıma o kadar çok şey geldi ki… Devamı… |
KAZAKİSTAN’DA NAZARBAYEV’İN GÖREVİNDEN AYRILMASINI NASIL ANLIYORUM? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Kazakistan’ı Sovyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte bağımsızlığını ilan ettiği 10 Aralık 1991 tarihinden 20 Mart 2019 tarihine kadar Cumhurbaşkanı olarak yöneten Nursultan Nazarbayev, bu tarih itibarıyla görevini bıraktı. Aralıksız 28 yıla yakın bir süre Kazakistan’ı yöneten Nazarbayev’in ayrılışı, bütün Dünyada fazla gündeme gelmedi; Türkiye’de de devam eden yerel seçim sürecinin gölgesinde kaldı. Nazarbayev’in görevini bırakmasını konu edinen yazılar, ya kısa yorum yazıları idi ya da Nazarbayev’e adeta “methiye” idi. Oysa bu gelişme uluslararası politika bağlamında önemliydi, Türkiye için, çok daha önemliydi. Ve objektif/gerçekçi olarak değerlendirmeyi gerektiriyordu. İşbu yazı, gördüğüm bu gereğin ürünüdür. Devamı… |
İDDİA: TÜRKİYE ORTADOĞU’DA SUUDİ ARABİSTAN’IN YERİNİ ALMAYA SOYUNMUŞ… Prof. Dr. Osman metin Öztürk ABD Başkanı Donald Trump: “Suudi Arabistan olmasaydı İsrail’in başı dertte olurdu” demiş[i]… Haberi görünce, twitter’da ve linkedin’de, habere yer vermiş ancak “yorum yapmayacağım” notunu düşmüştüm… Nedeni, haberin bendeki ilk çağrışımının, “bildiğim”(!) Suudi Arabistan algısı olması idi… Fakat sonra… Bir süredir, olaylardan-gelişmelerden hareketle, artık enerji satıcısı olan ABD’nin, Suudi Arabistan’ın enerji pazarına göz diktiği, bu nedenle Suudi Arabistan’ı hedef aldığı, bu yolda Arap Baharını kullanabileceği ve Türkiye’nin de bu konuda ABD ile birlikte hareket edebileceği değerlendirmesini yapıyordum. Bu değerlendirmeyi konu edinen birkaç yazı-yorum da yazmıştım… Bunları hatırlayınca, aşağıdaki anlam yüklemelerini (değerlendirmeyi) yapma gereği ortaya çıktı. Devamı… |
PAKİSTAN ASKERİ, PAKİSTAN-ÇİN İLİŞKİLERİ VE PAKİSTAN’DA YÖNETİM DEĞİŞİKLİĞİ Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Geçtiğimiz günlerde, Pakistan Genelkurmay Başkanı Qamar Javed Bajwa, Çin’e üç günlük bir ziyaret gerçekleştirdi.[i] Ziyaretin, Pakistan’ın yeni Ticaret Bakanı’nın Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesi kapsamındaki “Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru”nun bir yıllığına askıya alınmasını önermesinden ve bu önerinin Pakistan ile Çin arasında “hafif” de olsa bir gerginliğe yol açmasından sonra gerçekleşmesi dikkati çekti. Pakistan Ticaret Bakanı’nın gerginliğe yol açan açıklaması, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin Pakistan’ı ziyaretinden hemen sonraya denk gelmişti. Ve Bakan, açıklamasında sadece “Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru”nun bir yıllığına askıya alınmasını önermemiş, ayrıca “Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru”nun kapsamına sosyo-ekonomik kalkınma odaklı daha fazla projenin dâhil edilmesi görüşünü de ileri sürmüştü. Söz konusu ziyareti dikkat çekici bulup konuya eğilince, dikkati çeken daha başka hususlar ile de karşılaşılmıştır. Bunlardan bir tanesi, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin 08 Eylül 2018’i de içine alan üç günlük Pakistan ziyaretinin, seçimler sonrasında Pakistan’da yönetimin (Hükümetin ve Cumhurbaşkanı’nın) değiştiği ve devir-teslim sürecinin yaşandığı bir sırada gerçekleşmiş olduğudur. Bir başka husus ise; değinilen hafif gerginliğe rağmen, Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureşi tarafından yapılan açıklamada yer alan karşılıklı ziyaret davetleridir. Pakistan’ın yeni Başbakanı İmran Han’ın önümüzdeki Kasım (2018) ayında Çin’e, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in de Pakistan’a davet edildiği açıklanmıştır. Devamı… |
ŞAM YÖNETİMİ: “KÜRTLER İLE ÖZERKLİĞİ MÜZAKERE EDEBİLİRİZ” Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, ülkenin resmi haber ajansı SANA’ya yaptığı açıklamada, IŞİD’ın ortadan kaldırılmasından sonra, Suriye Kürtleri ile özerkliği müzakere edebileceklerini, gelecek için bir formül üzerinde anlaşabileceklerini ifade etmiştir. Zamanlaması, açıklamayı özellikle Türkiye açısından, önemli kılmakta ve bazı çağrışımlara yol açmaktadır. Devamı… |
E-mail: bilgi@ascmer.org Tel: +90 532 414 48 98
|
|