ORTADOĞU KAYNIYOR: FİLİSTİN, KÜRTLER VE TÜRKİYE Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Ortadoğu, bir süredir, ilginç, “ne/neler oluyor” dedirtecek gelişmelere sahne oluyor. Yakın zamana kadar, biri birlerini hasım/rakip gören, biri birleri aleyhine çalışan ve biri birleri hakkında çok ağır sözler sarf eden bölge ülkeleri arasında, içinde bulunduğumuz günlerde bir yakınlaşma-yaklaşma süreci yaşanıyor. Bu, İran-Suudi Arabistan ilişkilerinde, Katar-Suudi Arabistan ilişkilerinde, Türkiye’nin Mısır, Suudi Arabistan ve Libya ile olan ilişkilerinde (o kadar olmasa da İsrail ile olan ilişkilerinde) görülebiliyor. Bunlarla eş zamanlı ve en güncel olanı da, İsrail’in Filistin halkını hedef alan, insanlık dışı, savaş suçu sayılabilecek, bir kısmı kadın ve çocuk olmak üzere 120’den fazla kişinin hayatını kaybettiği, 800’e yakın kişinin de yaralandığı, son saldırılardır. Bölgenin hasım/rakip ülkeleri biri birlerine yaklaşırken-yakınlaşırken, İsrail bunun tam tersini yapıyor, bölgede tansiyonu yükseltiyor, gerginliği besliyor, husumete süreklilik kazandırma çabası içinde gözüküyor. Devamı… |
BU RESMİ VE BU İHTİMALİ BİR DÜŞÜNMELİ… Prof. Dr. Osman Metin Öztürk I. Türkiye, yaklaşık 40 yıldır, bölücü/ayrılıkçı terörizm ile, PKK terör örgütü ile, mücadele ediyor. Türkiye ile bir şekilde sorunları olan, Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsızlık duyan ya da Türkiye’yi bölgedeki çıkarlarının önünde bir engel olarak gören ülkeler de, Türkiye karşısında PKK terör örgütüne bir şekilde destek veriyorlar. ABD ve bazı Avrupa ülkeleri, PKK terör örgütüne destek verenlerin başında geliyor. Türkiye’nin bazı komşuları, İsrail, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi bazı bölge/Körfez ülkeleri de bu işin içindeler. Rusya da, bu işin uzağında gözükmüyor. Bunlara niçin işaret ediyorum? Türkiye’nin 40 yıldır mücadele ettiği bölücü/ayrılıkçı terörizmin, “devlet destekli” bir terörizm olduğunu vurgulamak için… Yani Türkiye’nin karşısında sadece PKK terör örgütü yok; Türkiye, gerçekte bu örgüte destek veren ülkeler ile de mücadele içindedir. Devamı… |
ANKARA’NIN IKBY’NE YAKLAŞIMINDA ESKİYE DÖNÜŞ MÜ VAR? SURİYE’NİN KUZEYİNDEN ALGILANAN TEHDİT VE IKBY Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani, geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye geldi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. IKBY Başbakanı’nın bu ziyareti; aşağıda belirttiğim işaretler ve değerlendirme ışığında, bende, Türkiye’nin Suriye’ye ve Kürtlere ilişkin yaklaşımında 2-3 yıl öncesine dönüş olduğu algısına yol açmıştır. Devamı… |
Şİİ MİLİSLER İRAN’A NİYE DÖNÜYOR OLABİLİR? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk World Politics Review (WPR)’de yer alan kısa bir analizde[i], İran destekli Şii milislerin Suriye’den geri dönüşlerinin ABD’nin stratejisini nasıl etkilediği ele alınmıştır. Analizde ağırlıklı olarak, Suriye’den dönen Afgan Hazara’lardan oluşan Şii milisler üzerinde durulmuştur. Ancak İran’a geri dönüşlerin, sadece bunlarla sınırlı olmadığı; Irak’tan, Suriye’den ve Lübnan’dan da Şii milis dönüşleri olduğu belirtilmiştir. Devamı… |
ABD İLE İRAN ARASINDA SICAK ÇATIŞMA İHTİMALİ VE TÜRKİYE Prof. Dr. Osman Metin Öztürk İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, daha yeni ifade etmiş; yaşananlara rağmen, ABD ile İran arasında çatışma olmayacağı görüşündeyim demiş. Bu ifade, elbette ki, değerlidir. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de, İran’ın “mantıklı” olduğu ve iyi bir “müzakereci” olduğunu açıklamış. Rusya Devlet Başkanı Putin, Soçi’de ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’yu kabul etmesi sonrasına denk gelen açıklamasında, dikkat çekici bir ifade kullanmış, Rusya’nın “itfaiyeci” olmadığını belirtmişti. Putin’in kullandığı bu ifade, Rusya’nın ABD karşısında İran’a destek vermeyeceği, İran’ı ABD karşısında yalnız bıraktığı şeklinde yorumlara yol açmıştı. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’, ilginçtir, Putin’in bu açıklaması sonrasında, beklenmedik bir şekilde Pekin’i ziyaret etmişti. Bundan anlaşılıyor ki, Tahran, ABD karşısında Moskova’da bulamadığı desteği, Pekin’de aramaya yönelmiştir. O zaman, “madem ABD ile sıcak çatışma ihtimali yok, Tahran’ın bu destek arayışı niye” diye sormak gerekmez mi? İran Cumhurbaşkanı’nın, İran “mantıklıdır”, “iyi müzakerecidir” sözünden, ABD ile savaş ihtimalinin güçlendiği, Tahran’ın bunu gördüğü ve ABD’ye müzakereye açık olduğu mesajını verdiği anlamı çıkarılmaz mı? Devamı… |
BİR S-400 ANALİZİ VE BU ANALİZ IŞIĞINDA KONUYA ENERJİ POLİTİK BİR BAKIŞ Prof. Dr. Osman Metin Öztürk WPR (World Politics Review)’de yer alan, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in 5-6 Mayıs 2019 tarihlerinde Türkiye’ye yaptığı ziyareti çıkış noktası alan, S-400’ler konusundaki kısa analizde[i], özetle aşağıdaki hususlara yer verilmiştir. Devamı… |
SURİYE’DE ŞİMDİ DE “İRAN KORİDORU” VE RUSYA-İRAN AYRIŞMASI Prof. Dr. Osman Metin Öztürk I. Suriye krizinde, ciddi mecra değişikliklerine işaret eden ve Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Geçtiğimiz günlerde İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, Şam’a iki günlük bir ziyarette bulunmuştu. Bu ziyaret sırasında, Suriye’nin yeniden imarı konusunda İran’ın Şam’ın yanında durmaya devam edeceğini açıklamış; İran’ın devlet ve özel şirketlerinin Suriye’de konut, enerji, ulaşım, bankacılık ve turizm sektörlerinde Suriye’de ortak iş yapmaya hazır olduklarına dikkat çekmişti. Suriye Başbakanı İmad Muhammed Dib Hamis de, belirtilenleri olumlu karşıladıklarını ifade etmişti.[i] Konu, medyada fazla yer bulmasa da önemliydi. Çünkü bu ziyarete ilişkin haberlerde dikkat çeken iki husus vardı. Bunlardan biri, İran Cumhurbaşkanı Yardımcısının, ticaretin geliştirilmesi bağlamında, ortak demiryolu projesi üzerinden Basra Körfezi’nin Doğu Akdeniz’e bağlanmasından söz etmesi idi; diğeri de, İran ile Suriye arasında uzun vadeli ekonomik işbirliği anlaşmasının imzalanmış olduğunun ileri sürülmesiydi. Her iki husus da önemlidir ve birlikte mütalaa edilmesi gerekir. Çünkü ekonomik, politik ve askeri açılardan, biri birlerini tamamlayan içerikleri vardır. Devamı… |
ABD’DE “POWELL DOKTRİNİ” TARTIŞILIRKEN TÜRKİYE’DE NE KONUŞULUYOR? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk ABD’de, Suriye’ye ve Afganistan’a ilişkin olarak açıklanan çekilme kararları sonrasında, ABD’nin uluslararası uyuşmazlıklara askeri açıdan angaje olması tartışılıyor ve bu tartışma bağlamında “Powell Doktrini” hatırlanmış, bu doktrin öne çıkmış gözüküyor.[i] Devamı… |
MENBİÇ’TEKi ORTAK DEVRİYE GÖREVİNİ NASIL GÖRÜYORUM YA DA ANLIYORUM? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Geçtiğimiz Haziran (2018) ayında Menbiç’te başlaması gereken Türk askerinin Amerikan askeri ile ortak devriye görevi daha yeni başlıyor. Ortak devriye görevinin gerektirdiği “ortak eğitim” daha yeni gerçekleşti. Türk topçuları Fırat’ın doğusunu bombaladı, Menbiç’te ortak devriye görevi ancak bundan sonra fiilen başladı!… Önce “devriye” nedir, ona bakalım. Devriye, kelime anlamı olarak; bir yerde, güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan güvenlik güçlerini ve/veya bunların “dolaşma” eylemini ifade eder. Yani “devriye”, güvenlik sorununa bağlı, bundan kaynaklanan bir olgudur. Dolayısıyla, güvenlik sorununu ortadan kaldırmak için icra edilir. Buradan Menbiç’teki “ortak devriye” görevine geçelim. Türkiye, PKK terör örgütünün Suriye kolu olan YPG terör örgütünün Menbiç’teki (ve Fırat’ın doğusundaki) varlığını ve faaliyetlerini, kendisi için ciddi bir güvenlik sorunu olarak algılıyor. Ve “beka” derecesinde önemli gördüğü bu güvenlik sorununu ortadan kaldıracağını, Menbiç’i (ve Fırat’ın doğusunu) YPG terör örgütünden temizleyeceğini, bunda kararlı olduğunu açıkça ve defaatle söylüyor. Peki, Türkiye’nin bu durumu ortada iken, Menbiç’te “ortak devriye” ne anlama geliyor? Devamı… |
E-mail: bilgi@ascmer.org Tel: +90 532 414 48 98
|
|