ABD’NİN TAYVAN KONUSUNDA ÇİN KARŞISINDAKİ GÜNCEL POZİSYONU Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Çin’in Pasifik’teki “korkutucu” taktikleri, buradaki Amerikan askeri yetkililerini endişeye sevk ediyormuş; Tayvan konusu, Çin’i ve ABD’yi bir çatışmaya itebilirmiş; Çin artık “eski” Çin değilmiş, askeri ve ekonomik baskı uygulama yeteneğine sahipmiş[i]… Devamı… |
KEŞMİR’DEKİ PAKİSTAN-HİNDİSTAN GERGİNLİĞİ VE HİNDİSTAN’DAKİ SEÇİMLER Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Hatırlanacağı üzere, Keşmir’in Hindistan kontrolündeki bölgesinde, geçtiğimiz ay (Şubat 2019) yaşanan ve 40’ın üzerinde Hintli askerin hayatını kaybettiği bombalı terör saldırısı gerçekleşmiş, Hindistan bu saldırı için Pakistan’ı suçlamıştı. Sonrasında Pakistan-Hindistan gerginliği baş göstermiş, taraflar karşılıklı olarak biri birlerinin savaş uçaklarını düşürmüş ve Asya’nın bu bölgesinde tansiyon yükselmişti. İşbu çalışma, söz konusu Pakistan-Hindistan gerginliğini Hindistan açısından konu edinen kısa bir analiz[i] ile karşılaşılması üzerine ortaya çıkmış bir çalışmadır. Kısa analizin satır aralarından söz konusu Pakistan-Hindistan gerginliğinin ne anlama geldiğine işaret edilmiş; aynı zamanda, ülkelerin iç siyasetlerinin artık daha çok dış politika üzerinden yapılır hale geldiği yolundaki görüşe Hindistan örneği üzerinden dikkat çekilmek istenmiştir. Devamı… |
ORTADOĞU: ABD BÖLGEDE HALA GÜÇLÜ MÜ? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Brookings Institute tarafından yayınlanan, ekip çalışmasının ürünü, Ortadoğu’ya ilişkin güncel bir değerlendirmede gerçekçi tespitlerde bulunulmuştur.[i] Değerlendirmede; Soğuk Savaşın sona ermesinden (1991) bu yana yaşananların Ortadoğu’nun jeopolitiğini değiştirdiği ve ABD’nin artık Ortadoğu’nun tartışmasız ve egemen tek dış gücü olmadığı ifade ediliyor. Ayrıca ABD’nin Ortadoğu’dan çekildiği algısının gerçeği yansıtmadığına, ABD’nin Ortadoğu’da mevcut çatışmalar konusundaki diplomatik liderliğinin gerilediğine, bölgede İran’a odaklandığına ancak bu odaklanmanın da turtalı olmadığına, ABD’nin bölgedeki ortaklarını -gücünü hala koruduğu konusunda- ikna etmesi gerektiğine işaret ediliyor. Değerlendirme yazısında, Sovyetler Birliği’nin resmen dağıldığı 1991 yılının hemen öncesinde ve sonrasında, Ortadoğu’nun bölgesel güç dinamiklerinin nispeten istikrarlı ve ABD’nin de tartışmasız ve egemen bölge dış güç olduğu; fakat bugün, bu durumun değişmiş olduğu ifade ediliyor. Devamı… |
SUUDİ VELİAHT PRENSİ SALMAN’IN ASYA TURUNUN “DOLAYLI” HEDEFİ ABD OLABİLİR Mİ? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Suudi Veliaht Prensi Salman, Pakistan’dan Hindistan’a, oradan da Çin’e geçti. Çin ziyaretinde, taraflar, toplam değeri 28 milyar dolar olan 30’un üzerinde ekonomik işbirliği anlaşması imzalamış… Anlaşmalar arasında, ortak rafinaj ve petro-kimya kompleksi de yer alıyormuş[i]… Çin ile Suudi Arabistan arasındaki ticaret hacmi, 2018 yılında % 32 oranında artış göstermiş ve Prens Salman, ülkesinin “Bir Yol Bir Kuşak” projesini desteklediğini ifade etmiş… Eğer ABD, Çin ile ciddi bir rekabet içinde ise, devam eden bir Çin-ABD ticaret savaşı var ise, acaba bu belirtilenlerden ABD bağlamında ne çıkarılabilir diye sorulamaz mı? Ve ABD açısından bakılırken, ayrıca şunları da görmek gerekir diye düşünülmektedir: (i) Çin, hem Dünyanın en büyük enerji tüketicisi, hem de enerji yönünden dışa bağımlı bir ülkedir. (ii) ABD, bugün itibarıyla Dünyanın en büyük enerji üreticisi konumuna gelmiştir ve enerji zenginliğine pazar yaratma peşindedir. (iii) Suudi Arabistan’ın jeopolitiği, Çin (ve ABD) için, bugün ve görünür gelecek itibarıyla son derece önemlidir. Bu önem, “Bir Yol Bir Kuşak” projesi” nedeniyle, Çin için ayrıca belirgindir. Devamı… |
SUUDİ VELİAHT PRENS NEYİN PEŞİNDE? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Suudi Arabistan Veliaht Prensi Salman, Asya turu kapsamında Pakistan’a yaptığı ziyaretin ardından, 2 günlük ziyaret için Hindistan’a geçmiş, burada samimi bir şekilde karşılanmış.[i] Hindistan, Keşmir’de geçtiğimiz günlerde gerçekleşen, 44 Hindistan askerinin hayatını kaybettiği bombalı saldırı için Pakistan’ı suçlamıştı. Suudi Veliaht Prensin Pakistan ve Hindistan ziyaretleri bu olaydan sonra gerçekleşiyor. Basın toplantısında, Hindistan ile Suudi Arabistan’ın, terörizmle mücadele, denizcilik ve siber güvenlik konularında işbirliğini güçlendirme konusunda anlaştıkları; altyapı, konut sektörü ve turizm alanlarında yatırım anlaşmaları imzalandığı ifade ediliyor. İstihbarat paylaşımı, mutabık kalınan konular arasında geçiyor. Suudi Veliaht Prensin, Hindistan için, 100 milyar dolarlık ciddi bir yatırımdan söz etmesi önemli. Peki, bu gelişmelere/açıklamalara bakarak neler söylenebilir? Devamı… |
ABD İLE TALİBAN AFGANİSTAN’DA “OYUN” PEŞİNDE GİBİ… Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Deniliyor ki; ABD ile Taliban arasındaki anlaşmanın temelinde şu karşılıklı taahhüt var: Taliban, Afganistan’ın ülkesinin uluslararası terör örgütleri tarafından kullanılmayacağını; ABD de, Afganistan’daki askeri güçlerini çekeceğini taahhüt ediyor[i] Bu taahhütlerin gerçekleşmesi mümkün mü? Mümkün görülmüyor ise, o zaman ABD bu “oyunu” niye oynuyor, neyin peşinde olabilir? Önce şunu sormak gerekir: Afganistan’ın meşru bir yönetimi ve meşru güvenlik güçleri var iken, Afganistan’ın ülkesinin yabancı teröristlerden uzak tutulmasını sağlama işinin Taliban’a havale edilmesi ne anlama geliyor? ABD’nin, bu “havale” işini yapma yetkisi var mı? ABD, ülkelerin iç işlerine karışmaya, müdahale etme alışkanlığını sürdürüyor. Koşullar değişmiş, bu alışkanlık değişmemiştir!… Düşünebiliyor musunuz; ABD, hem Afganistan çekilecek, hem de Afganistan’ın ülkesinin yabancı teröristlerden temizlenmesi işini Taliban’a verecek!… Devamı… |
HİÇ DİKKAT ETTİNİZ Mİ, ÇİN NE İLE MEŞGUL, ABD NE İLE MEŞGUL DİYE!… Prof. Dr. Osman Metin Öztürk I. Uluslararası medyaya yansıyan Çin’e ve ABD’ye dair bazı haberler bu iki büyük gücün güncel meşguliyetlerine ortaya koyarken, hem onların, hem de küresel sistemin görünür geleceği bakımından anlamlı çağrışımlara yol açmaktadır. Devamı… |
ABD PKK TERÖR ÖRGÜTÜ YÖNETİCİLERİ İÇİN ÖDÜL KOYMUŞ!… Prof. Dr. Osman Metin Öztürk ABD, PKK terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan’ın kimlik ya da yer tespitini mümkün kılacak bilgiler için para ödülü verileceğini açıklamış… Bu adım üzerinden, NATO’da müttefiki olan Türkiye ile ABD arasında mevcut olan terörle mücadeleye dair işbirliğine verilen değere dikkate çekmiş… Öncelikle, ABD’nin bu adımının bana inandırıcı gelmediğini belirtmeliyim. Niçin böyle gördüğümü İzah edeyim. Devamı… |
KAŞIKÇI OLAYI: ARAP BAHARI SUUDİ ARABİSTAN İLE DEVAM MI EDECEK? Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Kaşıkçı olayında gelinen nokta, Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldüğü (öldürüldüğü) ve Riyad’ın bunu açıklamaya hazırlandığı yönünde… Başkan Trump, böyle bir durumda, ABD’nin Suudi Arabistan’a “cezai” yaptırımlar uygulayacağını açıkladı. ABD ve Batı medyasında da, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Salman ile “balayı” döneminin sona erdiğine dair haber ve yorumlar yer alıyor. Kaşıkçı olayında bugün itibarıyla görünen tablo, Suudi Arabistan’ın insan haklarını açıkça ve ağır bir şekilde ihlal ettiği, diplomatik ilişkilerin yürütülmesine dair uluslararası hukuk düzenlemelerini bu ihlalde istismar ettiği şeklinde ele alınıyor, takdim ediliyor. Batı, bir bütün olarak, Kaşıkçı olayı üzerinden Suudi Arabistan konusunda adeta ayağa kalkmış gibidir. Bu, dikkat çekici bulunmaktadır. Niye? Çünkü Suudi Arabistan’ın insan hakları ve uluslararası hukuk karşısındaki durumu/duruşu Kaşıkçı olayı üzerinden yeni ortaya çıkmış ya da yeni fark edilmiş değildir. Hemen herkes, “dinden çıkmış Sünni cihatçıları” Suudi Arabistan ile ilişkilendirirken, bu cihatçılar “kafir” diye nitelediklerinin kafalarını din adına keserken, ABD’deki 11 Eylül saldırıları Suudi Arabistan ile ilişkilendirilirken, hatta 11 Eylül saldırılarından mağdur olmuş Amerikalılara Suudi Arabistan’a karşı dava açma yolunu açan bir kanun Kongre’de kabul edilirken, Suudi Arabistan’ın insan haklarını ihlal ettiğini ve uluslararası hukuku açıkça çiğnediği görülmüyor, şimdi Kaşıkçı olayı üzerinden görülüyor ve gündeme getiriliyor!… Bu durum, dikkat çekici değil midir? Devamı… |
ÇİN’İN SURİYE (İDLİB) İLGİSİ, BÖLGE VE TÜRKİYE Prof. Dr. Osman Metin Öztürk Geçtiğimiz haftalarda medyada eş zamanlı olarak yer alan Çin ile ilgili iki haber dikkat çekici bulunmuştur. Bunlar, Türkiye’nin “Çin atağından”[i] ve Çin’in Suriye’de sınırımıza çok yakın bölgeye (İdlib’e) asker göndereceğinden (konuşlandıracağından)[ii] söz eden haberlerdir. Türkiye’nin Çin’e açılacağını açıkladığı bir sırada Çin askerinin Suriye/İdlib’te konuşlandırılacağının gündeme gelmesi, Çin’in Ortadoğu’da sahaya inebileceği ve bunun münhasıran Türkiye ile bağlantılı olabileceği algısına yol açıyor. Devamı… |
E-mail: bilgi@ascmer.org Tel: +90 532 414 48 98
|
|