Posts tagged as: ABD



UKRAYNA’DAKİ SICAK ÇATIŞMANIN KÜBA, KKTC VE SURİYE ÇAĞRIŞIMLARI

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk

I. Ukrayna’daki sıcak çatışma konusunda, ulusal ve uluslararası medyaya bakınca, ABD merkezli Batıda da, Türkiye’de de, büyük bir ekseriyetle, doğrudan ya da dolaylı olarak Rusya’yı hedef alan bir yaklaşım görülüyor.

Öyle ki, Türkiye’de, siyasal muhalefetin öne çıkan partileri CHP’de ve İP’de, bu partiler ile ilişkilendirilebilen medyada ve medya mensuplarında bile bu görülebiliyor. Cumhur İttifakı da, Millet İttifakı da, Ukrayna’daki sıcak çatışma konusunda aynı (yani Rusya karşıtı) yaklaşımı sergiliyor gözüküyor. Ne Atlantik’in öte yakasındaki ABD’nin burada ne işi var diye soran var, ne de ABD’nin Türkiye’ye yönelik güncel hasmane yaklaşımını hatırlayan var. Bu durumu, sadece Ukrayna’daki sıcak çatışma konusunda Rusya’yı hedef alan ABD merkezli küresel algı operasyonu ile açıklamak eksik bir bakış açısı olacaktır; bunun, Türkiye’de siyaset kurumunun nasıl işlediğine ve ne durumda olduğunu işaret eden bir durum olarak da görülmesi gerekir.

Bu noktada, Rusya’ya bakarken, Kırım konusu ile, bugün Ukrayna’da cereyan eden sıcak çatışmanın, oldukça farklı, hukuksal ve siyasal açılardan aynı kapsamda mütalaa edilemeyecek iki farklı konu olduğuna özellikle dikkat çekmek isterim. Devamı…



KAZAKİSTAN’DAKİ SON OLAYLAR NASIL GÖRÜNÜYOR?

 Prof. Dr. Osman Metin Öztürk

Geçtiğimiz hafta Kazakistan’ın güneyinde, özellikle Almatı ve civarı ile Jambıl Eyaletinde yoğun olarak kendisini gösteren, başkent Nursultan’a ve diğer bazı şehirlere de sirayet eden kaos/anarşi ve terör ortamı, 8-10 gün gibi kısa bir sürede etkisini kaybetmiş gözüküyor. Medyaya yansıyan haber, yorum ve açıklamalardan, olayların, “saman alevine” benzer şekilde ortaya çıkmış ve sönmüş olduğu gibi bir algı ediniliyor. Ancak bu görüntü ve algı yanıltıcı olabilir. Olayların uluslararası politikaya dair bazı konular ve durumlar ile gösterdiği eş zamanlılık, bir anlamda konjonktür, bunu söylemektedir. Eş zamanlılık ya da konjonktür, olayların etkisini kaybetmiş (saman alevi gibi çabuk sönmüş) gözükmesinin, buzdağının suyun üzerinde kalan kısmı gibi olabileceğini akla getiriyor ki; bu da, temkinli olmayı gerektirmektedir.

Kazakistan’daki son olaylara bakarken, uluslararası politikaya dair şu hususlar akla geliyor, şunlar görülüyor. Devamı…



“TALİBANLI AFGANİSTAN”: “1 MART TEZKERESİ”, İRAN’IN “MOLLA DEVRİMİ” VE BAZI ÇAĞRIŞIMLAR

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk

Bugünlerde, Dünyada da, Türkiye’de de, ağırlıklı olarak, ABD’nin 20 yıl kaldığı Afganistan’dan çekilmesi ve Afganistan’ın Taliban’ın kontrolüne girmesi (“Talibanlı Afganistan”)konuşuluyor.

Bu bağlamda, değinme ihtiyacını duyduğum hususlar-çağrışımlar var. Devamı…



İKİNCİ S-400 FÜZE SAVUNMA SİSTEMİNİN ALINMASINI NASIL ANLIYORUM?

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk

Bugünkü medyada, Türkiye’nin Rusya’dan ikinci bir S-400 hava savunma sistemi alacağı, buna dair pazarlıkların sürdüğü, tarafların anlaşmaya yakın olduğu yer alıyor.

Bu yazının kaleme alındığı an itibarıyla, bu habere Ankara’dan yalanlama gelmediğini biliyorum. Şahsen, haberin doğruluğunu teyit etme imkânım bulunmamaktadır. Eğer doğru ise, çok dikkat çekici ve düşündürücü bulunması gereken bir gelişme… Devamı…



TALİBAN’DAN KAÇAN AFGAN ASKERLERİNİN TACİKİSTAN’A SIĞINMASI

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk

Batılı ülkeler askerlerini Afganistan’dan çeker ve diplomatik temsilciliklerini kapatır ya da küçültür iken, Afganistan’ın kuzeyinde, Bedahşan’da da, Taliban’dan kaçan Afgan askerlerinin komşu Tacikistan’a sığındığı, bu suretle Tacikistan’a sığınan Afgan asker sayısının bini aştığı ifade ediliyor[i].

Bedahşah’ın konumu çok stratejik, çok değerli. Çünkü Çin’in Sincan-Uygur Özerk bölgesine komşu; Afganistan, Wakhan koridoru üzerinden Çin’in “sorunlu” bu bölgesine açılıyor. Devamı…



HAZAR DENİZİ’NDEKİ ATEŞ KULESİ/PATLAMA

Prof. Dr Osman Metin Öztürk

Dün (Pazar), Hazar Denizi’nde su üzerinde büyük bir ateş kulesi belirmiş, patlama yaşanmış ve bu görüntü başlangıçta Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki petrol platformu ile ilişkilendirilmiş… Ancak Azerbaycan’ın Devlet Petrol Şirketi SOCAR bu iddiaları ret eden bir açıklamada bulunmuş…

SOCAR, kendileri tarafından kontrol edilen açık deniz sahalarında ve endüstriyel yapılarda herhangi bir olay yaşanmadığını, petrol platformlarında veya gemilerde herhangi bir kaza olmadığını, çalışmaların normal şekilde devam ettiğini, ateş kulesi görüntüsünün Hazar Denizi’nde çok sayıdaki çamur volkanlarından birinin patlamasından kaynaklandığını açıklamış[i]

SOCAR’ın bu açıklaması, gerçeğin ifadesi ise, sevinirim. Devamı…



AFGANİSTAN/KABİL ULUSLARARASI HAVAALANININ GÜVENLİĞİ

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk

Geçtiğimiz günlerde Belçika/Brüksel’de gerçekleşen NATO Zirvesine katılan liderlerin, Türkiye’nin Afganistan/Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın güvenliğinin sağlanmasında öncü bir rol oynayacağına dair “açık bir taahhütte bulunduğu” ve şimdi ülkelerin bunun nasıl gerçekleştirileceği üzerinde çalıştığı; ABD, İngiltere ve diğer ülkelerin Afganistan’daki büyükelçiliklerini açık tutmalarına yardımcı olmak için tasarlanmış bir anlaşmayla, Amerikan birliklerinin Afganistan’dan çekilmesi sonrasında, Türkiye’nin Kabil uluslararası havaalanını güvence altına alacağı; Amerikan birliklerinin güvenli bir şekilde Afganistan’dan tahliyesi garanti edilemezse veya havaalanını Taliban’ın eline geçme ihtimali varsa, bu ülkelerin Afganistan’daki büyükelçiliklerini açık tutma ihtimallerinin çok az olduğu; hatta Avustralya’nın, kendi birliklerinin güvenliğini garanti edemediğini söyleyerek Afganistan’daki büyükelçiliğini çoktan kapatmış olduğu ifade ediliyor[i].

Fransa’nın havacılık ve uzay dergisi “Air & Cosmos”a dayandırılan konuya ilişkin bir başka haberde de, ABD ve NATO güçlerinin Afganistan’dan çekilmesinden sonra, Türk askerinin Kabil Havaalanını koruması ve hava trafiğini yönetmesi konusunda Erdoğan ile Biden’ın “130 milyon dolar” karşılığında el sıkıştığı ifade ediliyor. Bu haberde, dikkati çeken üç önemli husus daha var. Birincisi, ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’in ve ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in, “cihatçıların (Taliban’ın) ülkeyi (Afganistan’ı) tamamen ele geçirmesinin” iki yılı bulacağına işaret etmeleri, bu işaretlerin Türkiye’de 2023’de yapılacak Cumhurbaşkanı ve Genel Seçimler ile ilişkilendirilmesi ve AKP/Sayın Erdoğan iktidarının 2 yıl (2012-2023 arası) için, Biden’ın siyasal desteğini kazanmaya yönelik siyasal hesaplar bağlamında Kabil Uluslararası Havaalanının güvenliğinin sağlanmasına talip olduğunun belirtilmesidir. İkincisi, Kanada’nın “45e orda (45enord.ca)” sitesi referans gösterilerek haberde yer verilen, ABD’nin Kabil Uluslararası Havaalanının güvenliğinin sağlanmasına ilişkin “B planı”dır. Eğer Türkiye mümkün olamaz ise, ABD’nin “B Planı”, Kabil Uluslararası Havaalanının güvenliğinin sağlanmasının “özel orduya-paralı askerlere” verilmesidir ki, bu durumda bu işi üstlenecek ABD şirketinin tahmini bütçesinin, “Türkiye’nin istediğinden kat kat fazla” olacağına dikkat çekiliyor. Üçüncüsü de, Biden Yönetiminin, “Afganistan’da ölecek ABD askerlerinin kendisine oy kaybettireceği” düşüncesiyle hareket ettiğinin belirtilmesidir[ii].

Anlaşılacağı üzere, Kabil Uluslararası Havaalanının güvenliğinin sağlanması, sıradan bir konu değil, çok boyutlu, çok önemli, çok hassas bir konu… Devamı…



NATO LİDERLER ZİRVESİ YAKLAŞIRKEN

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk

14 Haziran’da Belçika/Brüksel’de NATO Liderler Zirvesi var. Bu zirve, Türkiye için olduğu kadar, NATO, AB ve ABD için de önemli. Ancak zirveye, Türkiye’de münhasıran, muhtemel Erdoğan-Biden ilk yüz yüze görüşmesi ve Türkiye’nin Biden Yönetimine yaklaşması açılarından bakılıyor. Türk medyasında, böyle bir genel görüntü var.

Elbette ki, zirvenin bir resmi gündemi var ve bu gündemde çok önemli konuların bulunduğu tahmin edilebiliyor, gelişmelerden çıkarabiliyor: NATO’nun yeni stratejik konsepti, Afganistan, İran, Ukrayna, Çin, Rusya, küresel ısınmanın küresel savunma ve güvenliğe etkisi, bütün bu konular ışığında NATO içinde mali yük paylaşımının gözden geçirilmesi, yeni askeri yapılanmalar ve yeni kuvvet konuşlandırmaları/kuvvet takviyeleri… Bunlar zirvenin muhtemel gündem maddeleri olarak akla gelen konular. Devamı…



ABD’NİN “ASILSIZ” ERMENİ İDDİALARINA İTİBAR ETMESİNİ ANLAMA, ABD’Yİ VE BAŞKAN BİDEN’I KINAMA

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk

I. Ermenilerin tarihi gerçekler ile bağdaşmayan ve uluslararası hukuk açısından dayanaktan yoksun, “asılsız” soykırım iddiaları, her 24 Nisan’da gündeme gelir, tartışılır, acaba ABD bu asılsız iddialara itibar eder mi diye merak edilirdi. En sonunda, bu 24 Nisan (2021)’da, ABD Başkanı Joe Biden, Ermenilerin asılsız iddialarına itibar etti. Hem de, Ermenilerin atalarının hikayelerini Amerikan topraklarına getirdiğine vurgu yaparak!… Yani Başkan Biden, karşı tezleri araştırmadan, yakın tarihteki Hocalı katliamını (soykırımını) görmeden, Ermenilerin atalarının ABD’ye getirdiği “hikâyelere” itibar etmeyi uygun görmüş (!) ve Osmanlı döneminde, 1915’de yaşanmış, olaylar için “soykırım” ifadesini kullanmış…

Başkan Biden, açıklamasında kullandığı “soykırım” ifadesi ile, “sözümona” Osmanlı dönemindeki sözde Ermeni soykırımında ölenleri anıyormuş!… Peki, sormazlar mı, madem öyle, ABD’nin önceki Başkanları niçin bu ifadeyi kullanmamıştı, Türkiye niye bu ifadenin kullanılmasına bugüne kadar şiddetle karşı çıkmıştı!… Demek ki, açıklama, Osmanlı döneminde sözde yaşananları anmakla ile sınırlı kalmıyor, kalmayacak… Devamı…



UKRAYNA GERGİNLİĞİ

Prof. Dr. Dr. Osman Metin Öztürk

Karadeniz’deki Rusya-Ukrayna gerginliğinde tansiyon yükseliyor gözüküyor.

Gerginlik tırmanırken, önce Ukrayna’dan savaş istenmediği açıklaması gelmiş; daha sonra Rusya’dan da aynı yönde bir açıklama gelmişti.[i] Ancak Ukrayna’dan ve Rusya’dan bu açıklamalar gelmiş iken; ABD de, bir yandan durumdan endişeli olduğunu, gelişmeleri yakından izlediğini ve Dışişleri Bakanının Ukrayna konusunu Avrupalı ortaklarla görüşmek üzere Avrupa turuna çıkacağını açıklamış[ii], diğer yandan da Karadeniz’e iki savaş gemisi göndermişti. O gemilerin bugünlerde Karadeniz sularına girmesi bekleniyor.

Bu arada,  NATO Genel Sekreteri de, Rusya’ya, Ukrayna sınırına konuşlandırdığı askerleri geri çekmesi çağrısında bulunuyor ki; NATO’dan gelen bu resmi açıklamayı ABD’nin Ukrayna yaklaşımından ayrı düşünmek, eşyanın tabiatına aykırı olacaktır.

Gelinen noktada, gerginlikte, Ukrayna’nın ön plandan arka plana geçtiği, ABD’nin ön plan çıktığı gibi bir tablonun ortaya çıkması üzerine; Moskova, hem ABD’yi uyarıcı ciddi bir açıklama yapmış, hem de Hazar Donanması’ndan 15 kadar savaş gemisini Karadeniz’e sevk etmiştir. İşler bu noktaya gelmiş iken, Biden ile Putin, telefonda Ukrayna’yı konuşmuştur. Bu telefon görüşmesi, Ukrayna gerginliğinin kazandığı ciddiyetin bir işareti olarak görülebilir. Devamı…

E-mail: bilgi@ascmer.org

Tel: +90 532 414 48 98

Dükkan
© 2014 Tüm Hakları Saklıdır. Sitedeki yazılar ve analizler kaynak gösterilmeden kullanılamaz.