Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, ASCMER Başkanı
Medyada, Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle sığınacak yer (hami) arayan PYD/YPG’nin Şam Yönetimine yanaştığı ve bu yanaşmanın sonucu olarak Şam Yönetiminin Menbiç de dâhil Suriye’nin kuzeyine yöneldiği, Türkiye ile karşı karşıya gelebileceği ifade ediliyor.
Şam Yönetiminin PYD/YPG ile birlikte hareket etmesi, Türkiye ile Suriye arasında, 20 Ekim 1998’de imzalanmış Adana Mutabakatı’na aykırıdır. Suriye, PYD/YPG ile birlikte hareket etmek suretiyle, bu belgede geçen Türkiye’ye yönelik taahhütlerini açıkça ihlal etmiş olmaktadır. Çünkü Adana Mutabakatı’na göre; Suriye, sadece PKK terör örgütü için değil, Türkiye’yi hedef alan başka hiçbir terör örgütünün de ülkesinde barınmasına izin vermeyeceği taahhüdünde bulunmuştur. Şimdi, barınmasına izin vermekle kalmıyor, işbirliğine gidiyor. Bu, çok ağır bir ihlaldir. Eğer PYD/YPG’nin PKK terör örgütünün Suriye kolu olduğu gerçeği dikkati alınırsa, ihlaldeki “ağırlık” çok daha belirgin olarak gözükecektir.
Söz konusu Adana Mutabakatı halen yürürlükte olduğundan, yukarıdan belirtilen hususun, uygun şekilde, Şam Yönetiminin dikkatine sunulması gerekir diye düşünülmektedir.
Adana Protokolü’nün bu suretle açıkça ve ağır bir şekilde ihlal edilmesi; eğer Dünya kamuoyuna iyi anlatılabilirse, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik Barış Pınarı Harekâtı’na dair hukuksal pozisyonunu ayrıca güçlendirecektir. Bu,Türkiye üzerindeki baskıyı da azaltabilecektir.
Lütfen dikkat buyurunuz: Şam’ın Adana Protokolü’nü bu suretle ihlal etmesi, 1998 öncesine dönülmesi demektir. Bu durumda, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş’in 16 Eylül 1998 günü Suriye sınırında yaptığı konuşmayı hatırlamak, bu konuşmaya bakmak ve çıkarsamada bulunmak uygun olacaktır.
osmetoz/ascmer, www.ascmer.org, 15 Ekim 2019