Nevruz, Türkler için, yeni yılı, baharı ve Türk Tarihini hatırlatır, bunları sembolize eder; aziz Türk Milletinin tabiatla olan iç içe yaşamını ve bu yaşamında tabiatla nasıl mücadele ettiğini; birlik ve beraberlik içinde, kararlılıkla yeni ufuklara nasıl yürüdüğünü anlatır. İçinde, Türklerin, soğuk, karamsar ve yokluk dolu günlerden demir dağları eriterek Ergenekon’dan nasıl çıktığı; hürriyete, bolluğa, berekete, sıcak, güzel ve aydınlık günlere nasıl ulaştığı, bugünlere nasıl geldiği vardır.
Nevruz demek, geçmişimiz- tarihimiz demektir. Orta Asya’dan başlayıp Viyana önlerine kadar uzanan, tarihe altın harflerle geçmiş, en son örnekleri Türk Kurtuluş Savaşı ve Kıbrıs Barış Harekâtı olan, kutlu yürüyüşü demektir.
Nevruz, aziz Türk Milletinin üstün hasletlerine, özellikle birlik ve beraberliğin ne kadar değerli olduğuna işaret eder.
Nevruz kutlamalarında, ateşin üzerinden atlanılması, demir dövülmesi, sevgi ve kardeşlik duygularının sergilenmesi, katılanlara ikramlarda bulunulması, sıradan bayram özellikleri gibi görülse de, öyle değildir, önemlidir. Bunlar, aziz Türk Milleti’nin sarsılmaz azminin, ortak üzüntüde ve sevinçte ifadesini bulan güçlü dayanışma duygusunun ve bugüne kadar gelmiş misafirperverliğinin, yani millet olmanın dışa vurumlarıdır.
Her Nevruz’da; Kerkük’ten, Gümülcine’den, Kırcaali’den, Urumçi’den, Lefkoşa’dan, Bakü’den, Astana’dan, Bişkek’ten, Taşkent’ten, Aşkabat’tan, Tebriz’den ses gelir; Avrupa’da, Avustralya’da, ABD’de, Hindistan’da, Pakistan’da, Afganistan’da, Güney Kore’de ve daha bir çok ülkede/coğrafyada bir ses yükselir; o ses, Türklerin sesidir ve o seslere, Türkiye’den ses verilir.
Her Nevruz Bayramı’nda, bütün Dünya, aziz Türk Milletinin sesini duyar, o seste Türk’ün hem barış, sevgi, dostluk ve kardeşlik dolu yüreğini, hem de gücünü ve büyüklüğünü görür. Onun içindir ki, her Nevruz, dosta güveni, düşmana korkuyu tazeler.
Dileğim; bu Nevruz’un, insanlığa barış ve huzur, darda-zorda olana ferahlık, hasta olana şifa, işgal altında olana kurtuluş, yurtlarından edilmiş olana yurtlarına dönüş, hürriyetten yoksun olana hürriyet getirmesi; Türkiye’nin, içeride birlik ve beraberlikten başlayıp, dışarıda bölgesel ve küresel ölçekte hatırı sayılır bir güç olmaya uzanan bir çizgide, gerçekçi, duygusallıktan uzak ve taze bir başlangıç yapmasına, yaşadığımız son deprem ve sel felaketlerinin yol açtığı ağır yaraları hep birlikte sarmamıza, vesile olmasıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, Nevruz Bayramı’nızı kutluyorum.
Yürekleriniz umut, sevgi ve barış ile dolu olsun; sağlık, huzur ve refah içinde aydınlık güzler günler sizlerin olsun.
Prof. Dr. Osman Metin Öztürk
21 Mart 2023, Ankara