Kıbrıs Türk halkının, hürriyetine ve egemenliğine sahip çıkışının ve bu mücadelesini Cumhuriyet ile taçlandırmasının 36. yılını idrak ediyoruz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bugünlere nasıl ulaştığını çok iyi biliyor ve Kıbrıs Türk Halkının egemen varlığının simgesi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, bilinçli nesillerle sonsuza kadar yaşayacağına, yaşatılacağına yürekten inanıyorum.
İnanıyorum ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti de, uluslararası hukukun kendisine tanıdığı garantörlük hakkı ile, Kıbrıs Türk Halkının kendi Cumhuriyetinde, kendi anayasası ile, kendi bayrağının gölgesinde, huzur ve mutluluk içinde, özgürce yaşamasının teminatı olmaya devam edecektir. Doğu Akdeniz çanağında son dönemde ciddi enerji kaynaklarının bulunması ile başlayan mevcut sürecin beraberinde getirdikleri, bu hususu, düne göre daha önemli kılmıştır. Gelinen bu noktada, “Anavatan”da daha dün Kıbrıs Türklerine sırtlarını dönmüş olanların bugün yüzlerini dönmüş gözükmesini önemli ve olumlu buluyorum. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki karşılıklı “tanımanın” ve “diplomatik ilişki kurmanın” uluslararası ilişkilerdeki/hukuktaki yerleşik lafzına ve ruhuna uygun olması gerektiğine, bunun diplomaside her iki tarafa da güç vereceğine olan samimi inancımı da bu vesileyle belirtmek isterim.
Bu mülahazalar ile ifade etmek isterim ki; uğruna can verilen, kan akıtılan ve ter dökülen; büyük fedakârlıklarla kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin özgür ve bağımsız olarak sonsuza kadar yaşaması en büyük dileğimdir.
Bu duygu ve düşüncelerle, Kıbrıs Türk Halkının Cumhuriyet Bayramı’nı yürekten kutluyor; başta Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olmak üzere, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’inin kurulup bugünlere gelmesinde emeği geçen, sivil-asker, isimli-isimsiz herkese şükranlarımı sunuyorum. Yüce Allah’tan, ebediyete intikal etmiş olanlara rahmet, hayatta olan isimli-isimsiz gazilerimize de esenlik dolu günler diliyorum.
Ne mutlu Türk’üm diyene.
Prof. Dr. Osman Metin Öztürk
ASCMER Başkanı
Ankara, 15 Kasım 2019.