BEN ABD’Yİ KINAMIYORUM, TÜRK SİYASETİNİ KINIYORUM

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk

ABD Temsilciler Meclisi’nde “yine” asılsız Ermeni iddiaları gündeme gelmiş…

ABD’ye tepki vermeyeceğim, kınamayacağım, buna gerek görmüyorum. Artık “sıradanlaşmış” bu tür tepkilerin bir anlamı-değeri yok. Olsaydı, bu konu hala önümüze geliyor olmazdı. Konuyu önümüze getirenlerin “emelleri” de, bundan vazgeçmeyecekleri de, belli, biliniyor. ABD, dün olduğu gibi, bugün de, çıkarlarının peşinde, çıkarlarının gereğini yapıyor.

O yüzden de, söz konusu asılsız iddialar Temsilciler Meclisi’nde kabul gördüğü için, ABD’yi değil, Türk siyasetini kınıyorum. Sorun, bizde; Türkiye’deki siyaset kurumunda; bu kurumun, siyaset yapma anlayışında, bunun bir sonucu olarak Türkiye’nin gücündeki gerilemede…

İktidarı, hizmet aracı değil de amaç olarak gören, iktidar olmak için her şeyi mubah sayan bir siyaset anlayışı ile ancak bu kadar olunabiliyor!… Asılsız iddiaların doğrudan milli ve coğrafi (toprak) bütünlüğümüzü hedef aldığı gayet açık olmasına ve bu iddialar, yıllardır -Türkiye’nin aleyhine olarak- istismar edilmesine rağmen, Türk siyaseti, bugüne kadar bu konuda “kalıcı” bir çözüm üretmemiştir.

Hem söz konusu asılsız iddiaları sahiplendiği için ABD’yi kınayacaksın, hem de iktidar ömrünü uzatmak ve/veya iktidara gelmek için bu asılsız iddiaları sahiplenen ABD’nin desteğini alma peşinde koşacaksın!… Böyle bir siyaset kurumu olur mu?

Söz konusu asılsız iddialar, tarihin konusu olmaktan çıkmış, uluslararası ilişkilerin konusu haline gelmiştir. Türkiye’deki siyaset kurumu, bunun da farkında değildir.

Türk siyaseti, ne gücün uluslararası ilişkilerdeki işlevinin, ne de Türkiye’deki güç kaybının farkındadır. Ya da, farkındalığı, Türk iç siyaseti ile sınırlı bir farkındalıktır. Yani uluslararası ilişkilere, münhasıran “nasıl iktidarda kalırım, nasıl iktidara gelirim” gözlüğü ile bakıldığıdır.

ABD, dün, Irak’ın kuzeyinde PKK terör örgütünün kontrolündeki bölgeye havadan kargo bırakırken tespit edildiğnde, buna tepki verilir, ABD de yaptığını inkâr ederdi. Aynı ABD, bugün, Suriye’nin kuzeyinde PKK’nın Suriye kolu YPG’yi açıkça besliyor, destekliyor, himaye ediyor. Dün, yaptığını inkar etme ihtiyacını duyan ABD; bugün, hem daha fazlasını yapıyor, hem de bunu adeta gözümüze sokarcasına yapıyor. Bu, uluslararası ilişkiler bağlamında, Türkiye’nin gücündeki gerilmeye ya da kayba işaret eden açık ve somut bir durumdur.

Burada da, yine sorulmaz mı, siyaset kurumu niye var? Türkiye’yi daha ileriye taşımak, daha güçlü kılmak için değil mi? Peki, görünen, öyle mi?

Asılsız iddialar konu olaylara dair “gerçek” tarihsel belgeler,  aksini söylemektedir, yani Türkiye’nin yanındadır. Böyle olmasına rağmen, uluslararası politikada hala asılsız iddiaların peşinde koşuluyor. Bu durum, sorunun Türkiye’de olduğunu, Türkiye’deki siyaset kurumunda, bu kurumun siyaset yapma anlayışında olduğunu bize söylemiyor mu?

Ben böyle görüyorum. Böyle gördüğüm için de, ABD’yi değil, Türk siyasetini kınıyorum. Türk siyaseti, önce bir kendine bakmalı, “ben ne yapıyorum” diye kendisini bir öz eleştiriye tabi tutmalıdır.

Sonuç yerine, gördüğüm de şu: Asılsız iddiaları savuşturmanın bedelinin bu kez Türkiye için çok daha ağır olabileceği!…

osmetoz/ascmer, www.ascmer.org, 31 Ekim 2019.


NEVRUZ BAYRAMI/NEVRUZ MESAJI

Nevruz, Türkler için, yeni yılı, baharı ve Türk Tarihini hatırlatır, bunları sembolize eder; aziz Türk Milletinin tabiatla olan iç içe yaşamını ve bu yaşamında tabiatla nasıl mücadele ettiğini; birlik ve beraberlik içinde, kararlılıkla yeni ufuklara nasıl yürüdüğünü anlatır. İçinde, Türklerin, soğuk, karamsar ve yokluk dolu günlerden demir dağları eriterek Ergenekon’dan nasıl çıktığı; hürriyete, bolluğa, berekete,

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİNİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ MESAJI

Aziz Türk Milleti’nin güç ve ilham kaynağı olan, en karanlık ve olumsuz koşullarda bile istikbale ümitle bakmasını sağlayan, Çanakkale Zaferini ve bu zaferi bizlere armağan eden aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi, Çanakkale Zaferi’nin 108. yılında,  rahmetle ve şükranla anıyorum. Bu vesileyle ifade etmem gerekir ki, Çanakkale Zaferi; yok edilmeye ve vatanı elinden alınmaya çalışılan aziz Türk

DEPREM MESAJI

Kahramanmaraş merkezli çok ağır iki deprem için bütün Türkiye’ye ve bu depremlerden -Türkiye kadar olmasa da- ciddi şekilde etkilenen Suriye hakkına geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Deprem nedeniyle yaşanan acıları yüreğimizde hissediyoruz. Ve depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, depremde yaralananlara acil şifa, deprem mağdurlarına da sabır ve kolaylıklar diliyoruz. İnanıyoruz ki, el ve gönül birliği içinde

CUMHURBAŞKANI RAUF DENKTAŞ’I ANMA MESAJI

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, ebediyete intikal edişinin 11. yılında rahmetle, şükranla ve özlemle anıyorum. Merhum Denktaş, hayatını Kıbrıs Türk Halkına adamış; sahip olduğu mücadele adamı, mücahit, hukukçu, diplomat, devlet adamı ve lider kimlikleri, Kıbrıs Türk Halkının yok olmanın eşiğinden müstakil ve egemen bir devlete kavuşmasında ifadesini bulmuş; Türk Milletinin içinden

YENİ YIL MESAJI

Küresel ve bölgesel koşulların iyiye gitmediği; içeride, hayatın pahalılaştığı ve geçim derdinin ağırlaştığı, gelecek endişesinin arttığı, hukuka bağlılığın zayıfladığı, adalete olan güvenin erime sürecine girdiği, ülkenin iyi yönetilemediği, “taşıma suyla” ülke ekonomisinin döndürülmeye çalışıldığı, genelinde gerçekten yorucu, yıpratıcı ve üzücü bir yılı geride bırakıyoruz. Ancak bugünden gördüğüm, bizleri bekleyen yeni yılda da bu gidişatın devam

E-mail: bilgi@ascmer.org

Tel: +90 532 414 48 98

Dükkan
© 2014 Tüm Hakları Saklıdır. Sitedeki yazılar ve analizler kaynak gösterilmeden kullanılamaz.