Prof. Dr. Osman Metin Öztürk
Mayıs 2019’da Filipinler’de ara seçimler var. Bu seçime dair değerlendirmelerde, bir taraftan Filipinler Devlet Başkanı Duterte’nin “siyasi hanedanlığından” bahisle bunda başarılı olup olmadığı sorgulanıyor, diğer taraftan da Duterte için “Doğu’nun Trump’ı” nitelemesi yapılıyor.
Duterte’nin siyaset anlayışı, kaba popülizm olarak nitelendiriliyor ve bunun yeni olmadığı belirtiliyor. Deniliyor ki, Duterte’nin yerel seçimlere ilişkin stratejisinde, “küfür ve cinsiyetçi mizah” vardı ve bu strateji hala yaygın, yani yerel seçimlerden sonra ara seçimler de kendisini gösterebilir. Duterte’nin, yerel seçimlere ilişkin bu stratejiyi, başarılı bir şekilde ulusallaştırabileceğine işaret ediliyor.
Yine deniliyor ki; Duterte’nin siyaset anlayışının, bu ara seçimlerde, daha fazla sayıda aday ya da Duterte muhaliflerince dikkate alınabilir. Bunlar, ya kendilerini Duterte ile eşleştirmek veya Duterte’ye karşı koymak için Duterte’nin stratejisini dikkate alarak stratejilerini değiştirebilirler.
Ayrıca göreve geldiği Haziran 2016’dan bu yana, Duterte’nin, ülkenin siyasi seçkinlerini oluşturan oligarşiler (oligarklar), ünlüler ve savaş ağaları arasındaki desteğini sağlamlaştırdığı da ileri sürülüyor[i].
Ara seçimler münasebetiyle Filipinler hakkında verilen bu kesit, bende, Türkiye’deki 31 Mart seçimlerinin kampanya dönemini çağrıştırdı.
Acaba arada benzerlikler olduğu söylenebilir mi? Söylenir ise, benzerlikle neler? Ya da Filipinler’in “Duterte’si” için söylenenler, Türkiye’nin “Erdoğan’nı” çağrıştırıyor mu? Çağrıştırıyorsa, ne oranda ve hangi konularda?
Filipinler’de güncel siyasete ilişkin bu kesit ile, Türkiye dâhil diğer ülke çağrışımları ve Başkan Trump’ın izlediği siyaset, bunlar birlikte, acaba küresel sistemin gidişatı hakkında bize ne söylüyor olabilir? Dünya nereye gidiyor? Bu gidiş nasıl bir gidiş?
osmetoz/ascmer, www.ascmer.org, 03 Mayıs 2019
[i] https://international.thenewslens.com/article/112820, 02.5.2019.