Prof. Dr. Osman Metin Öztürk
ABD Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu’unda “Dünyada Otoriterliğin Yaygınlaşmasının Ulusal Güvenlik Açısından Sonuçları” adlı bir oturum gerçekleştirilmiş[i]. Türkiye’nin de sıkça gündeme geldiği bu oturum ve özellikle konuşmacılarından biri, dikkatimi çekti.
Konuşmacılardan biri, NATO’nun eski Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen; bir diğeri, ABD’nin Dışişleri eski Bakanı Madeleine Albright. Bu iki konuşmacı bilindiği için, Türkiye’ye değinmiş olsalar da, bana göre, konuşmaları o kadar dikkat çekici değil.
Asıl dikkat çekici konuşma, üçüncü konuşmacının yaptığı konuşma… Üçüncü konuşmacı, “Center for a New American Security” adlı düşünce kuruluşunun Transatlantik Güvenlik Programı’ndan Andrea Kendall Taylor. Taylor, dikkatimi çeken şeyler söylemiş…
Taylor şunları söylemiş: otoriter liderler, eskiden darbe ile yönetime gelirlerdi, günümüzde ise özgür seçimlerle göreve geliyorlar ve otoriterleşiyorlar. Günümüzün otoriter rejimleri, son derece kişiselleşen otokrat liderlerle oluşuyor. Ve Andrea Kendall Taylor; Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da bu liderler arasında sayıyor.
Oturumda Türkiye için söylenenlere yorum yapmaya gerek görmüyorum. Artık dış basında sıkça geçen ve içeride muhalif siyasal partilerin sıkça dile getirdiği hususlar. Ancak oturumun konusunun ve hakkında söylenenlerin, Ortadoğu’da (ve Suriye konusunda) Türkiye için nasıl ifadesini bulabileceği, hiç şüphesiz önemlidir. Bunu girmiyorum. İktidarın yerel seçimlerden biraz kafasını kaldırıp bu gelişmelere bakmasında fayda vardır. Yerel seçimler gelip geçer ama, bu bakış açısının Türkiye için ifade ettiği ya da edeceği anlam böyle değildir.
Bana göre asıl önemli olan, ABD’deki “fikri hareketlilik”; bu, ABD için, yakın zamanda görmediğim bir durum. ABD, doğruyu bulmak için tartışmaya başladı. Ortak aklı işletiyorlar. Bu, hem kaynaklarının heba olmasını önleyecektir, hem de gizli-açık potansiyellerine canlılık getirecektir, potansiyellerini değerlendirmelerine imkân verecektir. Yani ABD’ye güç verecektir. Bunu önemsiyorum ve çok ciddi buluyorum. Eğer ABD’deki bu eğilim güçlenerek devam ederse, ABD’nin “iniş” sürecini yaşamakta olduğu yolundaki değerlendirmemi gözden geçirmem gerekecektir.
osmetoz/ascmer, www.ascmer.org, 27 Şubat 2019
[i]http://www.turkrus.com/738718-abd-istihbarat-komisyonu%E2%80%99nda-turkiye-ve-rusya-tartismasi-s-400-alinirsa-xh.aspx, 27.02.2019